Translation of "Erlitt" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Erlitt" in a sentence and their turkish translations:

Tom erlitt eine Panikattacke.

Tom panik atak geçirdi.

Er erlitt große Verluste.

O büyük kayıplara tahammül etti.

Maria erlitt eine Panikattacke.

Mary'nin panik atağı vardı.

Tom erlitt leichte Verletzungen.

Tom hafif yaralandı.

Kuwait erlitt ernsthaften Schaden.

Kuwait ciddi hasar gördü.

Sami erlitt eine Panikattacke.

Sami bir panik atak geçirdi.

- Tom erlitt beim Schneeschippen einen Herzinfarkt.
- Tom erlitt beim Schneeschaufeln einen Herzinfarkt.

Tom kar kürerken kalp krizi geçirdi.

Die Firma erlitt enormen Schaden.

Şirket büyük kayıplar yaşadı.

Der Skifahrer erlitt ein Schädeltrauma.

Kayakçı br kafa tramvası yaşadı.

Tom erlitt eine schwere Kopfverletzung.

Tom ciddi kafa travması yaşadı.

Er erlitt bei dem Unfall innere Verletzungen.

O, araba kazasında iç yaralanma geçirdi.

Der Formel-1-Sieger Michael Schumacher erlitt eine schwere Kopfverletzung.

F1 şampiyonu Michael Schumacher ciddi bir kafa yarasına maruz kaldı.

Die Schmerzen, die sie erlitt, als sie gefoltert wurde, sind unvorstellbar.

İşkence edilirken onun çektiği acı akılalmazdı.

Das Haus erlitt keinen großen Schaden, da das Feuer schnell gelöscht wurde.

Ev, yangın çabuk söndürüldüğü için fazla zarar görmedi.

Tom erlitt einen Herzinfarkt und wäre, auf den Krankenwagen wartend, beinahe gestorben.

Tom bir kalp krizinden muzdaripti ve ambulans beklerken neredeyse ölüyordu.

Napoleon bei der Invasion Spaniens bei, obwohl er unterwegs eine schwere Reitverletzung erlitt.

yolda ciddi bir yaralanma geçirmesine rağmen İspanya'nın işgali için Napolyon'a katıldı .

Ein 94 Jahre alter Mann erlitt beim Schneeschaufeln vor seinem Hause einen Herzinfarkt.

94 yaşındaki bir adam evinin dışındaki karı kürekle temizlerken kalp krizi geçirdi.

Am 14. Oktober 1066 erlitt die englische Armee in Hastings eine vernichtende Niederlage, und Harold

14 Ekim 1066'da İngiliz ordusu Hastings'de ezici bir yenilgiye uğradı ve Harold

Er war auch nicht vor Ort, um seine Truppen zu inspirieren ... und seine Armee erlitt eine blutige Niederlage.

Askerlerine ilham verecek yerde de değildi ... ve ordusu kanlı bir yenilgiye uğradı.

- Der Chauffeur des Busses wurde leicht verletzt.
- Der Fahrer des Busses wurde leicht verletzt.
- Der Busfahrer erlitt leichte Verletzungen.

Otobüs sürücüsü hafif yaralara maruz kaldı.

Als er das Gesicht seiner Frau mit grünen Scheiben bedeckt sah, erlitt er einen Schlaganfall. Noch ein Opfer der Mördergurke!

Karısının yeşil noktalarla kaplanmış yüzünü görünce kalp krizi geçirdi. Katil salatalığın bir kurbanı daha!