Examples of using "Anfassen" in a sentence and their turkish translations:
Buna dokunma!
Ona dokunabilir miyim?
Buna dokunmayın lütfen.
Bir şeye dokunma, tamam mı?
Hey, hiçbir şeye dokunma!
Sakalına dokunabilir miyim?
Meyveye dokunmayın!
Ben ateşe dokunamam.
Ona dokunmayacağım.
Buna dokunabilir miyim?
Ona dokunmasına izin verme.
"Bu nedir?" "Ona dokunmayın."
hayata karşı büyük bir şefkat duyuyorum.
Lütfen dokunmayın.
O, çıkartma düğmesi. Ona dokunma.
Lütfen o kitaplara dokunma.
- Ona dokunma.
- Şuna dokunma.
Onun bebeğe dokunmasına izin vermedi.
Çıplak ellerle tencereye dokunma.
Bana dokunmamanı söyledim.
Hayır, Tom, resimlere dokunamazsın!
Şanslı bir gün. Dokunduğunuz her şey altın olacaktır.
Ona dokunmak istiyor musun?
Tuşa dokunma.
Bana dokunmadığın için sana teşekkür edeceğim.
Başka insanların eşyalarıma dokunmasından hoşlanmam.
Ona dokunmak istediğimden emin değilim.
Kimi insanlar ona dokunamadıkları için Allah'a inanmıyorlar.
"Bir resme dokunsam ne olur?" "Sanırım alarm çalar."
Ona dokunmamalısın.
Benim kamerama dokunmayın.
Otomatik kapıların kesin bir avantajı, insanlar kapı kollarına dokunarak bulaşıcı hastalıklarını yayamayacaklarıdır.