Examples of using "Suffisamment" in a sentence and their turkish translations:
Yeterince yaşlıyım.
Bu yeterince iyi.
Bu yeterince doğru.
Yeterince uyumuyorsun.
Yeterince çok denemedin.
yeterince boğazınızı düğümlemediyse
Yeterince ışıktı.
Biz yeterince samimiyiz.
- O yeterli deneyime sahip değil.
- Onun yeterli deneyimi yok.
O yeterli deneyime sahip değil.
Çünkü yeterince hata yapıyorum
Hayat zaten yeterince korkutucu,
Kendi başlarına yeterince büyük -
O yeterince istekli.
Bu para yeter mi?
Gerçekleri yeterince iyi biliyorum.
Yeterince dikkatli değildim.
Yeterli para var mıydı?
Yeterince aldım, teşekkür ederim.
Ben onu yeterince iyi tanıyorum.
Burada yeterli yerimiz var.
Yeterli su getirdin mi?
Yeterli paran var mı?
Ülkelerin halk sağlığı alanındaki temel kapasitelerini
Yeterli süredir buradayım.
O yeteli iradeye sahip.
Uzun süre orada olacağız.
- Tom içebilecek yaşta.
- Tom içebilecek kadar yaşlı.
Bu yeterince doğru.
Bu yeterince yakın.
Yeterli sandalyemiz var mı?
Yeterince yaptığımı düşünüyorum.
- Şu hâlinle de yeterince şişmansın.
- Şu hâlinle yeterince şişmansın zaten.
- Şu hâlinle de yeterince kilolusun.
Yeterince güçlüyüm.
Çocuklarınla yeterli zaman geçiriyor musun?
Bunu bilmek için yeterince yaşlısın.
Yaşlı adamın yeterince parası var.
Onu yeterince açık söylediğimi tahmin ediyorum.
Yeterli yiyecek yok.
Kendisinin yeterince çekici olduğunu düşündü.
Yeterli sandalye var mı?
Yeterli sos var mı?
Yeterli zaman yok.
Başlamak için yeterli bilginiz var mı?
- Yeterince deneyim sahibi değilsin.
- Yeterli deneyimin yok.
Dün gece yeterli uyku aldın mı?
Yeterli zamanınız var.
Yeterli paraları yok.
Seni dürüstçe uyardım.
Yeterince uyumam söylendi.
Seyahatim için yeterli param yok.
O, herkesin anlaması için yeterince yavaş konuştu.
Bir şey yiyecek kadar açtı.
Ona inanacak kadar aptaldı.
Yeterli param var.
- Yeteri kadar dinlenmek önemlidir.
- Yeterince dinlenmek çok önemlidir.
Tom'un yeterince cezalandırıldığını düşünüyorum.
- O iki araba satın almak için yeterince zengin.
- O iki araba alacak kadar zengin.
Bizim yeterince var.
Tom valizimi taşımak için yeterince nazikti.
Yeterince dikkatli değildim.
Bunu yapmak için sana yeterli zaman vermek istiyorum.
Yeterince zamanım olup olmadığını bilmiyorum.
veya gayet iyi bir sonucu kabullenmeye razı olmayı değil.
Hepinize yetecek kadar ekmek var.
Çatı katında geniş bir oda var.
Hâlâ onu tartışacak yeterli zamanımız var.
Bill yeterince sıkı çalışmadı ve bu yüzden başarısız oldu.
Araştırma çalışması için yeterli para ayırdılar.
Tom'un bir araba satın almak için parası yok.
Yeterli parası var.
Yeterli paramız var.
Hiç kimse geçmişini satın alabilecek kadar zengin değildir.
Onun yeterli parası var.
doğanın eşsiz yollarla kendini bize sunduğunu görürüz.
akış oranı yeterince yüksekse telafi edilebilir.
O, iş dünyasında başarılı olmak için yeterince agresif değil.
Onlar başka bir fabrika kurmak için yeterli sermayeye sahip.
Trene yetişmek için yeterli zamanımız var.
Tom yeterince güçlü değildi.
Susuz kalma!
Bütün iyiliğin için sana yeterince teşekkür edemiyorum.
Yeterince rekabetçi değildim.
Sanırım herkes için yeterince buldum.
Bu araba onun alması için yeterince ucuz.
Yeterince vardı.
Havuzun paten yapacak kadar donduğunu düşünüyor musun?
Sorun yeterli zamanımız olmaması.
Bu kitap onların okuması için yeterince kolay.
Yeterli param olsaydı, bu bilgisayarı almıştım.
- Yeterli battaniyelerin var mı?
- Yeterince battaniyen var mı?