Examples of using "Frapper" in a sentence and their turkish translations:
Bana vurmayı kes!
Erkek kardeşine vurmayı bırak.
Kediye vurmaktan vazgeç!
Tom'un Mary'ye vurduğunu gördüm.
eğitim sistemimize ket vurulması
Birinin kapıyı çaldığını duydum.
Lütfen girmeden önce kapıyı vurun.
Tom kendini Mary'ye vurmaktan engelledi.
İçeri girmeden önce kapıyı çalmalıydın.
Kapıyı çalmadan odama gelmeyin.
Kapıyı çalmadan odama girme.
Mutluluk kapını çalabilir.
sizin ve ailenizin gelip gidişini izleyebilir.
Ben gerçekten birine vurmalıyım.
Tom'un kafasına yumruk atmak istiyorum.
Kapıda bir vurma sesi duydum.
Birisinin kapıyı çaldığını duydum.
Tom'un sana vurmasına izin verme.
Lütfen vurun.
O top bana çarpabilirdi.
Kapıyı çaldı
Ona vurmak istemedim.
Ona vurmak istemedim.
Tom'a vurmayı planlamadım.
Onun ona vurmasını engelleyemedik.
Onu söylediğin için seni yumruklamalıyım.
Neden sadece kapıyı çalmıyoruz?
Tom kapıya vurmaya devam etti.
Tom kapıyı çalmadan odaya girdi.
Kapıyı tıklatmadan odaya girilmez.
Sana kapıyı çalman gerektiğini söylemiştim!
Lütfen kapıyı çalmadan odaya girmeyin.
İçeri girmeden önce kapıyı çal lütfen.
O kadar kabasın ki sana yumruk atmak istiyorum.
Biri kapıyı mı çalıyor?
biz bunu tsunami vuracak olan sahilden şöyle görüyoruz
Sana çakmak için iyi bir düşüncem var,zira çok kaba davrandın.
Tom Mary'ye vurmaya çalıştı.
O onunla tartışmış olabilir fakat ona vurmuş olabileceğini sanmıyorum.
dünyaya çarpmak üzereyken bir UFO ara girerek kendini feda etti
Viking uzun gemileri ve denizcilik ve denizcilikte ustalık, onlara istedikleri zaman
Belki de, ateistler için de herkese mutluluk mesajlarını yaymak için kapıları çalmaya başlama vaktidir.