Translation of "Brésil" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Brésil" in a sentence and their turkish translations:

Salutations du Brésil !

Brezilya'dan esenlikler!

Bienvenue au Brésil !

- Brezilya'ya hoş geldin!
- Brezilya'ya hoş geldiniz!

- Je viens du Brésil.
- Je suis originaire du Brésil.

- Ben Brezilyalıyım.
- Brezilyalıyım.
- Brezilya'danım.

Je viens du Brésil.

Brezilya'dan geliyorum.

Le pape visita le Brésil.

Papa Brezilya'yı ziyaret etti.

L'Italie est loin du Brésil.

İtalya, Brezilya'dan uzaktır.

Je voudrais vivre au Brésil.

Brezilya'da yaşamak isterdim.

Je veux vivre au Brésil.

Ben Brezilya'da yaşamak istiyorum.

WhatsApp est bloquée au Brésil.

WhatsApp, Brezilya'da engelleniyor.

Nous importons du café du Brésil.

Biz Brezilya'dan kahve ithal ederiz.

La capitale du Brésil est Brasilia.

Brezilyanın başkenti Brasilia'dır.

Ils sont venus depuis le Brésil.

Bütün yolu Brezilyadan geldiler.

Il apprend le portugais au Brésil.

O, Brezilya'da Portekizce öğreniyor.

Le monde entier aime le Brésil.

Bütün dünya Brezilya'yı sever.

Sa famille a déménagé au Brésil.

Onun ailesi Brezilya'ya taşındı.

Le Brésil est un pays gigantesque!

Brezilya büyük bir ülke.

Brasilia est la capitale du Brésil.

Brasilia, Brezilya'nın başkentidir.

Le Brésil comprend vingt-six états.

Brezilya yirmi altı eyaletten oluşur.

Cette petite fille vit au Brésil.

Küçük kız Brezilya'da yaşıyor.

La petite fille habitait au Brésil.

Küçük kız Brezilya'da yaşadı.

Guilherme vient du Brésil. Il est Brésilien.

Guilherme Brezilya'dan. O Brezilyalı.

Laura vient du Brésil. Elle est brésilienne.

Laura Brezilya'dan. O, Brezilyalıdır.

Le Brésil est le pays du futur.

Brezilya geleceğin ülkesidir.

Quel est le salaire minimum au Brésil ?

Brezilya'da en düşük maaş nedir?

Passes-tu Noël au Brésil cette année ?

Noel'i bu yıl Brezilya'da mı geçirdin?

La crise financière a atteint le Brésil.

Mali kriz Brezilya'ya geldi.

Tu vas avoir très chaud au Brésil.

Brezilya'da çok sıcaklayacaksın.

Le Brésil sur le globe a la même forme que le Brésil sur la projection de Mercator.

Dünya üzerindeki Brezilya, Merkatör projeksiyonunda Brezilya ile aynı boyuta sahiptir.

Des transports efficaces, du Brésil à la Chine ;

Brazilya'dan Çin'e hızlı ve verimli ulaşım;

Les gens au Brésil étaient fiers de lui.

Brezilya'daki insanlar onunla gurur duyuyordu.

Je viens de recevoir une lettre du Brésil.

Brezilya'dan henüz bir mektup aldım.

Le pain français est très populaire au Brésil.

Fransız ekmeği Brezilya'da çok popülerdir.

Le café est la principale production du Brésil.

- Kahve, Brezilya'nın ana ürünüdür.
- Kahve, Brezilya'nın temel mahsulüdür.
- Kahve, Brezilya'nın temel ürünüdür.

On me traite comme un étranger au Brésil.

Brezilya'da yabancı gibi muamele ediliyorum.

Dilma Rousseff est la présidente actuelle du Brésil.

Dilma Rousseff, Brezilya'nın şimdiki devlet başkanıdır.

Thomas est né à São Paulo au Brésil.

Thomas, Brezilya'daki Sao Paulo'da doğdu.

À notre surprise, elle est allée seule au Brésil.

Bizim için sürpriz oldu, o Brezilya'ya tek başına gitti.

Je me demande quelle langue est parlé au Brésil.

Brezilya'da hangi dili konuştuklarını merak ediyorum.

Son frère Kensaku est en ce moment au Brésil.

Erkek kardeşi Kensaku şimdi Brezilya'dadır.

Le Brésil est devenu la sixième économie du monde.

Brezilya dünyanın en büyük altıncı ekonomisi oldu.

Il y a beaucoup de grandes villes au Brésil.

Brezilya'da birçok büyük şehirler vardır.

La compagnie de Tom importe du café du Brésil.

Tom'un şirketi Brezilya'dan kahve ithal ediyor.

- Le tiers des forêts tropicales du monde se trouvent au Brésil.
- Le tiers des forêts vierges du monde se trouvent au Brésil.

Brezilya, dünyadaki yağmur ormanlarının üçte birine sahiptir.

Le football est le sport le plus populaire au Brésil.

Futbol Brezilya'da en sevilen spordur.

Certaines tribus indigènes du Brésil sont menacées par les bûcherons.

Brezilya'daki bazı yerli kabileler keresteciler tarafından tehdit edilmektedir.

Le Brésil est le cinquième plus grand pays au monde.

Brezilya dünyanın beşinci büyük ülkesidir.

À notre grande surprise, il est parti seul au Brésil.

Bizim için sürpriz oldu, o Brezilya'ya tek başına gitti.

Le Brésil a joué contre la France à Porto Alegre.

Brezilya, Porto Alegre'de Fransa'ya karşı oynadı.

Ça nous a étonnés qu'elle soit allée seule au Brésil.

Brezilya'ya tek başına gitmesi bizi şaşırttı.

Je peux dessiner une carte du Brésil à la perfection.

Brezilya'nın mükemmel bir haritasını çizebilirim.

Le Brésil est le plus grand pays d'Amérique du Sud.

Brezilya Güney Amerika'nın en büyük ülkesidir.

Le café est l'un des principaux produits commercialisés au Brésil.

Kahve, Brezilya'nın ana ürünlerinden biridir.

Kazu lui a dit qu'il irait au Brésil en mai.

Kazu ona mayıs ayında Brezilya'ya gideceğini söyledi.

Il est allé au Brésil et est resté là-bas.

O, Brezilya'ya gitti ve orada kaldı.

Sao Paulo est la ville la plus moderne du Brésil.

Sao Paulo Brezilya'nın en modern şehridir.

En ce moment, je travaille pour une grosse compagnie au Brésil.

Şimdi, Brezilya'da büyük bir şirket için çalışıyorum.

En 1958, le Brésil a gagné sa première Coupe du Monde.

1958'de, Brezilya ilk Dünya Kupası zaferini kazandı.

Il a immigré au Brésil à la recherche d'une vie meilleure.

O daha iyi bir yaşam aramak üzere Brezilya'ya göç etti.

Sirius est une des 27 étoiles sur le drapeau du Brésil.

Sirius, Brezilya bayrağındaki 27 yıldızdan biridir.

Beaucoup de personnes croient que Buenos Aires se trouve au Brésil.

Birçok insan Buenos Aires'in Brezilya'da bulunduğunu düşünmektedir.

Le Brésil est bordé par dix pays ainsi que par l'océan Atlantique.

Brezilya on tane ülke ve Atlantik Okyanusu ile çevrilidir.

Pedro Álvares Cabral est considéré comme celui qui a découvert le Brésil.

Pedro Álvares Cabral'ın Brezilya'yı keşfeden biri olduğu kabul edilir.

Le Brésil répond à la majeure partie de notre demande en café.

Brezilya kahve talebimizin çoğunu yerine getirir.

Le Brésil traverse la crise morale la plus grave de son histoire.

Brezilya, tarihindeki en ciddi ahlaki krizi yaşıyor.

J'ai lu que le président du Brésil est une femme. Elle s'appelle Dilma.

Brezilya devlet başkanının bir kadın olduğunu okudum. Adı ise Dilma.

Le Brésil a l'un des taux de criminalité les plus élevés au monde.

Brezilya dünyadaki en yüksek suç oranlarından birine sahiptir.

- Quelle langue parle-t-on au Brésil ?
- Quelle langue parle-t-on au Brésil ?

Brezilya'da konuşulan dil nedir?

Sa famille a émigré depuis son pays d'origine jusqu'au Brésil il y a quarante ans.

Ailesi kırk yıl önce anavatanından Brezilya'ya göç etti.

Je peux traduire cet article en portugais du Brésil et le publier sur mon blog ?

Bu makaleyi Brezilya Portekizcesine çevirip kendi bloğumda yayınlayabilir miyim?

Brésil et en Europe la situation sera plus tragique, car la ville de brouillard de Londres

boğulacağı için Venedik şehri haritadan kaybolacağı için durum daha trajik

Le Pérou est le troisième plus grand pays d'Amérique du Sud après le Brésil et l'Argentine.

Peru brezilya ve arjantinden sonra güney amerikanin en büyük üçüncü ülkesidir.

Le Brésil est très riche, sa richesse est immense ; le café est l'une de ses plus grandes richesses.

Brezilya çok zengindir; onun zenginliği çok büyüktür; kahve onun en büyük zenginliklerinden biridir.

J'ai rencontré de jolies jeunes femmes polonaises à l'université au Brésil et j'y ai aussi rencontré des gens très sympathiques qui parlaient polonais.

Brezilya'daki üniversitede çok hoş polonyalı hanımlarla karşılaştım ve burada çok sempatik ve polonyaca konuşan insanlarla da karşılaştım.