Examples of using "épouvantable" in a sentence and their turkish translations:
O korkunçtu.
Bu müzik korkunç.
Almancam çok kötüdür.
İngilizcem çok kötüdür.
İtalyancam çok kötüdür.
Rusçam çok kötüdür.
Japoncam çok kötüdür.
Çincem çok kötü.
O tüyler ürpeticiydi.
Berbat bir gün geçirdim.
Matematikte çok kötüyüm.
Ben berbat bir yazarım.
Ne korkunç bir adam!
Dün gece korkunç bir rüya gördüm.
berbat servisi olan, oldukça pis bir restoran
O korkunç bir gündü.
Tom korkunç.
Sen berbat bir şarkıcısın.
Sırtım beni öldürüyor.
Bunun korkunç bir yasa olduğunu düşünüyorum.