Examples of using "Toimiston" in a sentence and their turkish translations:
Bir ofise ihtiyacım yok.
Tom daha büyük bir büro istiyor.
Tom'un ofisinin kapısı açıktır.
Jane Cobb, onun şimdiki sekreteri, ofiste ona katlanabilen tek kişi.
Yüksek tavanlı ve büyük odaları olan bir bina onun yerini alan renksiz ofis bloklarından daha az pratik olabilir, ama genellikle çevresi ile iyi uyum sağlar.