Translation of "Tien" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Tien" in a sentence and their turkish translations:

Minkä tien valitset?

Hangi yoldan gideceksin?

- Tule välittömästi.
- Tulkaa välittömästi.
- Tule saman tien.
- Tulkaa saman tien.

Derhal gel.

Pallo vieri tien yli.

Top, yolun karşısına yuvarlandı.

He siivosivat tien lumesta.

Kaldırımın karını temizlediler.

Tien molemmin puolin on kirsikkapuita.

Caddenin her bir tarafında kiraz ağaçları var.

Voisitteko neuvoa tien Tokyo Towerille?

Tokyo Kulesi'ne giden yolu söyler misiniz?

Voisitko näyttää minulle tien satamaan?

Bana limana giden yolu gösterir misiniz?

Hän näytti minulle ystävällisesti tien.

Bana yolu gösterecek nezaketi vardı.

Voisitko kertoa minulle tien asemalle?

Bana istasyona giden yolu söyler misiniz?

Kirsikkapuita on tien molemmin puolin.

Yolun iki tarafında da kiraz ağaçları var.

Mutta se on tien toisella puolen.

Ama yolun karşı tarafında.

Hän auttoi vanhaa miestä ylittämään tien.

O, yaşlı bir adamın yolu geçmesine yardım etti.

Tomin ruumis löydettiin aution tien varrelta.

Tom'un cesedi ıssız bir yolda bulundu.

Kiitos kun autoit minut tien yli.

- Yolu karşıdan karşıya geçmemde yardımcı olduğun için teşekkür ederim.
- Yolu geçmeme yardımcı olduğun için teşekkürler.

Autot ajavat Amerikassa tien oikealla puolella.

- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafından giderler.

Hänen talonsa on tien toisella puolella.

- Onun evi nehrin karşı tarafında.
- Onun evi caddenin karşısındadır.

Näin ketun juoksevan tien poikki hetki sitten.

Az önce yolda koşan bir tilki gördüm.

Anteeksi, mutta voitteko näyttää minulle tien seuraavaan kylään?

Üzgünüm ama bana sonraki köyün yolunu gösterebilir misiniz?

Joni ponnahti pystyyn saman tien kun kello soi.

John, zil çalar çalmaz ayağa fırladı.

Opiskelija oli niin ystävällinen, että näytti minulle tien.

Öğrenci bana yolu gösterecek kadar kibardı.

Jimi katsoi oikealle ja vasemmalle ennen kuin ylitti tien.

Jim caddeyi geçmeden önce sağa ve sola baktı.

Tien vieri täynnä ruohoa, jota ei kasva paksun lehvästön alla,

Kalın ağaç örtüsünün altında büyümeyen taze çimenle dolu burası.

- Mikä on tämän tien leveys?
- Kuinka leveä tämä tie on?

Bu yolun genişliği nedir?

- Hän halusi mennä naimisiin välittömästi.
- Hän halusi mennä naimisiin saman tien.

Hemen evlenmek istiyordu.

Olen rakentanut niin kestävän tien, että pienet ajoneuvot voivat kulkea sillä turvallisesti.

öyle sağlam bir yol yaptım ki küçük araçlar bile güvenle geçebilir.

Kun Tom on lapsi, hän kehitti pakkomielteen tytöstä, joka asui tien toisella puolella.

- Tom çocukken, onun karşısındaki caddede yaşayan kıza saplantılı oldu.
- Tom çocukken, sokağın karşı tarafında yaşayan kıza kafayı takmıştı.

”Miksi kana ylitti tien?” on todella tunnettu englanninkielinen arvoitus, johon on useita vastauksia.

"Tavuk neden yolun karşısına geçti?" çok meşhur ve bolca cevabı olan bir İngiliz bilmecesidir.