Translation of "Tekevät" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Tekevät" in a sentence and their turkish translations:

- He tekevät sen nyt.
- He tekevät sitä nyt.

Onlar onu şimdi yapıyorlar.

Mitä he tekevät?

Onlar ne yapıyorlar.

Kaikki tekevät virheitä.

- Herkes hata yapar.
- Herkes hatalar yapar.

Kaikki tekevät sitä.

Herkes onu yapıyor.

Monet tekevät tätä.

Birçok insan bunu yapar.

Monet tekevät sitä.

Birçok kişi bunu yapıyor.

Näin ammattilaiset tekevät sen.

Profesyonellerin bunu yapma tarzı budur.

He tekevät hänestä pilkkaa.

Onlar onunla dalga geçti.

Mitkä oppilaat tekevät kokeen?

Sınava hangi öğrenciler girecek?

Mitä he tekevät täällä?

Onlar burada ne yapıyorlar?

Oikeat ihmiset tekevät historiaa.

Gerçek insanlar tarih yapar.

Humalaiset tekevät usein typeryyksiä.

- Sarhoş insanlar sık sık aptalca şeyler yapar.
- Sarhoş insanlar sık sık aptalca şeyler yaparlar.

- Teinit tekevät paljon tyhmiä juttuja.
- Teini-ikäiset tekevät paljon typeriä asioita.

Ergenler birçok ahmakça şeyler yaparlar.

Teinit tekevät paljon tyhmiä juttuja.

Ergenler birçok aptalca iş yapar.

Kääntäjät tekevät parhaansa kääntäessään äidinkielelleen.

Çevirmenler, anadillerine çeviri yaptıklarında en iyi işi yaparlar.

He tekevät kaupungin parhaat pizzat.

Onlar şehirdeki en iyi pizzayı yapıyorlar.

- Tytöt työskentelevät.
- Tytöt tekevät töitä.

Kızlar çalışır.

Kaikki tekevät sellaisia typeryyksiä lukiossa.

- Lisede herkes böyle aptalca şeyler yapar.
- Herkes lisede öyle aptalca şeyler yapar.

Jopa aikuiset tekevät paljon typeryyksiä.

- Yetişkinler bile bir sürü aptalca şeyler yaparlar.
- Yetişkinler bile birçok aptalca şey yapar.

Lapset tekevät paljon typeriä asioita.

Çocuklar bir sürü aptalca şeyler yaparlar.

Lapset tekevät usein typeriä asioita.

Çocuklar sık sık aptalca şeyler yaparlar.

"Kaikki tekevät virheitä..." "Varsinkin ääliöt!"

"Herkes hata yapar..." "Bilhassa ahmaklar!"

- Jopa fiksut ihmiset tekevät toisinaan typeriä asioita.
- Jopa viisaat ihmiset tekevät silloin tällöin typeryyksiä.

Akıllı insanlar bile bazen aptalca şeyler yapar.

Biljoonat eläimet ympäri planeetan tekevät näin.

Tüm gezegen çapında trilyonlarca yaratık yapar bunu.

Vain naaraat tekevät tämän yhdensuuntaisen matkan.

Bu tek yönlü yolculuğa sadece dişiler çıkar.

Hyeenat tekevät parhaansa saadakseen aikaan paniikin.

Sırtlanlar panik yaratmak için ellerinden geleni yapıyor.

- Mehiläiset tekevät hunajaa.
- Mehiläiset valmistavat hunajaa.

Arılar bal yapar.

Muutaman tunnin nokoset tekevät sinulle hyvää.

Birkaç saatlik uyku sana iyi gelecektir.

He tekevät sen nopeammin kuin minä.

Onlar onu benden daha hızlı yapar.

He tekevät sen nopeammin kuin me.

Onlar onu bizden daha hızlı yaparlar.

Onko tässä kaikki mitä he tekevät?

Onların tüm yaptıkları bu mu?

Ihmiset tekevät typeryyksiä, kun he ovat vihaisia.

İnsanlar kızgın olduklarında aptalca şeyler yaparlar.

Nämä yhdistettynä tekevät tästä helposti maailman vaarallisimman käärmeen.

birleşimi sonucunda ona dünyanın en tehlikeli yılanı diyebiliriz.

Mutta miljoonia maksaneen siivouksen johdosta tekevät eläimet paluuta.

Milyonlarca dolarlık bir temizlikten sonra... ...hayvanlar dönmeye başladı.

Ihmiset tekevät typeriä asioita kun he ovat väsyneitä.

İnsanlar yorgun olduklarında aptalca şeyler yaparlar.

Ihon ja karvan peittämät silmät tekevät siitä täysin sokean.

Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.

Ja kyllin isoja tullakseen nähdyksi, kun ne tekevät virheen.

Beceremediklerinde de fark edilecek kadar büyükler.

Anna heille anteeksi, sillä he eivät tiedä mitä tekevät.

Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.

Älä kysy mitä he ajattelevat. Kysy mitä he tekevät.

Onların ne düşündüğünü sormayın. Ne yaptığını sorun.

Vaikka talous on heikko, jotkut yhtiöt tekevät yhä voittoa.

Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.

Kaikki tekevät niin, mutta kukaan ei halua myöntää sitä.

Herkes bunu yapıyor, fakat kimse itiraf etmek istemiyor.

Ne ovat Tomi ja minä, jotka aina tekevät tuon.

Tom ve ben onu her zaman yapan kişileriz.

Tom ja Mari tekevät melko hyvää työtä siinä aivan itse.

Tom ve Mary tek başlarına oldukça iyi bir iş çıkarıyor.

Toivon, että voit välttää kaikki typerät virheet, joita amatöörit yleensä tekevät.

Umarım amatörlerin genellikle yaptığı bütün aptalca hatalardan kaçınabilirsin.

Lehdistö ei voi jättää meitä huomioimatta ikuisesti. Ennemmin tai myöhemmin he tekevät jutun meistä.

Basın bizi sonsuza kadar görmezden gelemez. Er ya da geç bizim hakkında bir hikaye yapacaklar.

Mikäli äidinkieliset turkin puhujat tekevät uusia, luonnollisen kuuloisia lauseita kielellään tai kääntävät turkiksi lauseita, jotka he ymmärtävät täysin, tulee Tatoebasta alati parempi apuväline kaikille, esimerkiksi englantia opetteleville turkinkielisille tai toisinpäin.

Eğer Türkçeyi anadili olarak konuşanlar kendi dillerinde yeni, doğal cümleler ekleseler ya da Türkçe olmayan, kendilerinin tamamen anladıkları cümleleri Türkçeye çevirseler, Tatoeba herkes için daha iyi bile bir kaynak olur, mesela İngilizceyi Türkçeyle öğrenenler ya da Türkçeyi İngilizceyle öğrenenler için.