Examples of using "Puistossa" in a sentence and their turkish translations:
Öğle yemeğimi parkta yedim.
Çocuklar parkta oynuyorlardı.
Ben onu parkta gördüm.
Tom parkta.
Parktaki insanları görüyor musun?
Parkta ne oldu?
Parkta heykeller var.
Onlar parkta oynuyor olabilirler.
Parkta düzenli olarak koşarım.
Parkta siyah saçlı, güzel bir kadın vardı.
Parkta bir sürü delikanlı çalışıyor.
O, parkta bir yerdedir.
Parkta bir sürü insan vardı.
Onu parkta gördün mü?
Parkta tesadüfen onunla karşılaştık.
Bu parkta iki yüz kadar çok sayıda kiraz ağaçları vardır.
Ben köpeği parkta hızla koşarken gördüm.
Öğle yemeğimizi parkta yiyelim mi.
- Parkta birçok genç çift vardı.
- Parkta birçok genç çift bulunuyordu.
Bütün günü Yoyogi Park'ta geçirdik.
Siyah saçlı güzel bir kız parktaydı.
Bir grup çocuk parkta oynuyorlardı.
Tom her gün parkta koşar.
Parkta hiç çocuk görmedim.
Parkta siyah saçlı, güzel bir kadın vardı.
Ben sadece parkta Marie'yi gördüm.
Sen hiç halk parkında seks yaptın mı?
Parktaki herkes sıcak hava balonuna baktı.
Parktaki yapraklar zaten renk değiştirmeye başladı.
Parkta kiraz ağacının altında bankta yatan genç bir adam gördüm.
Tom, en azından düzinelerce Mary ile birlikte bu parkta bulundu.
Bir park bankında oturdum ve Fransızca çalıştım.