Examples of using "Mielellään" in a sentence and their turkish translations:
Tom onun hakkında konuşmaktan hoşlanmaz.
Gençler yurt dışına gitmekte çok hevesli.
O kitapları okumaktan hoşlanır.
O yürüyüş yapmayı sever.
Fransızlar kurbağa bacakları yemeyi severler.
- Termitler her zaman odun yer.
- Termitler odun yer.
İnekler ot yemeyi sever.
Felicja, televizyon izlemekten hoşlanır.
- Tom olayları abartmayı sever.
- Tom olayları büyütmeyi sever.
Elektrikli cihazları parçalarına ayırmayı seviyor.
Yeraltı mağaralarını araştırmayı sever.
Tom bunu görmek istiyor.
Zenginler fakirleri hor görme eğilimindedir.
Fransızlar salyangoz yemeyi sever.
Tom Mary ile konuşmaktan gerçekten hoşlanıyor gibi görünüyor.
Gençken, bisikletle gitmeyi severdi.
O dondurma yemekten hoşlanır.
Bazı işverenler, hapishaneden yeni çıkmış insanları işe almaya isteksizdirler.
Amerika insan sınıflarının olmadığına inanmayı sever.
Birkaç öğrenci yarışmaya katılmaktan mutlu olacağını söyledi.
Tom yalnız olmayı sevmez.
Tom tek başına seyahat etmeyi sever.
Tom golf hakkında konuşmayı sever.