Examples of using "Kirjoja" in a sentence and their turkish translations:
Londra'dan bazı kitaplar sipariş ettim.
Senin bir sürü kitabın var.
Ben kitap okumam.
Tom kitapları sever.
Naziler kitapları yaktı.
Eski kitapları severim.
Bir sürü kitaba ihtiyacım var.
Her yıl bir sürü kitap basılır.
- Onun bir sürü kitabı var.
- Onun çok sayıda kitabı var.
Nereden kitap alabilirim?
Astronomiyle ilgili bir sürü kitabım var.
Onun bol kitapları var.
O kitapları okumaktan hoşlanır.
Kitap okumak için kütüphaneye gittim.
O, İtalya'da kitap yayınlar.
Birçok tür kitap okudum.
O çok kitap okur.
Öğrenciler için bazı Romence kitaplar satın aldım.
- Kitap rafında yalnızca kitaplar var.
- Kitaplıkta sadece kitaplar var.
Sırt çantasında birkaç kitap var.
- Onun birçok kitabı var.
- Bir sürü kitabı var.
Tom'un yüzlerce kitabı var.
Kitap okuyarak bilgi alırım.
Onun yüzlerce kitabı var.
Rafta sadece kitaplar var.
Tom çok kitap okur.
Bunlar kimin kitapları?
Kitapları şehir kütüphanesinden ödünç alırım.
Bu kitapları taşıma.
Onlar benim kız kardeşimin kitaplarıdır.
Hangi kitapları aldın?
Hangi kitapları satın aldın?
Kütüphanede birçok kitap var.
Bizim geniş bir kitap seçeneğimiz var.
Önemli olan kaç tane kitap okuduğun değil ama hangi kitapları okuduğundur.
Her iki kitabı da ilginç bulacaksın.
O, çok kitap okumaz.
Bütün kitapları okumadım.
Onun bir sürü değerli kitapları var.
Kütüphane kitaplarını sınıfta bırakma.
Sadece makaleleri çeviririm, kitapları değil.
O, kitapçıdan kitap satın alıyor.
Fransızca hangi kitapları okudun?
Tom birkaç kitap yazdı.
O bana birkaç kitap verdi.
O bütün gece kitap okudu.
Onun çok sayıda kitabı var.
Hakkımda kitaplar yazılmasını istiyorum.
- Kitap okumayı seviyorum.
- Ben kitap okumayı severim.
- Ben kitapları okumayı severim.
Ne kadar çok kitap okursan o kadar çok bilirsin.
Senden daha az kitabım var.
Birçok kitaba ihtiyacım var.
Okul kütüphanemizin bir sürü kitabı var.
Birçok Fransızca kitabım var.
Tom'un benim sahip olduğumun iki katı kadar çok kitabı ar.
- Birçok kitabın var.
- Çok sayıda kitabın var.
Son zamanlarda hiç ilginç kitaplar okudun mu?
O, benim kadar çok kitaba sahip.
Gençken, okuyabildiğim kadar fazla kitap okumayı denedim.
Senin sahip olduğunun on katı kadar çok kitaba sahibim.
Çok sayıda kitabın var.
Onun okuduğunun iki katı kadar kitap okudum.
Ben asla hiç kimseye ödünç kitap ya da CD vermem.
Onun birçok kitabı vardır.
Onlar dedemin kitapları.
Ben son zamanlarda herhangi bir kitap veya dergi okumadım.
Onun binden fazla kitabı var.
Tom yaz boyunca çok sayıda ilginç kitaplar okuduğunu söyledi.
Katolik İncil, Protestan İncil'deki her şeyi ve diğer birkaç kitabı içerir.
O, Çin hakkında birçok kitap yazdı.
Birkaç Fransızca kitabım var.
Kitapları ödünç verme; hiç kimse onları geri vermez. Kütüphanemde hala kalan kitaplar diğer insanlardan ödünç aldıklarımdır.