Examples of using "Aikaisemmin" in a sentence and their turkish translations:
- Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken bitiririz.
- Ne kadar erken başlarsak o kadar erken bitiririz.
Bunu daha önce denedim.
Boston'da çalışırdım.
Tom'u daha önce gördüm.
Bunu daha önce biliyor muydun?
O, her zamankinden daha erken geldi.
Bir MD çalarım vardı.
- Daha önce o kızla karşılaştım.
- O kızı daha önce gördüm.
Beni daha önce gördüğünü hatırlıyor musun?
Ona daha önce rastladın, değil mi?
Lütfen daha önce konuştuklarımızı unut.
Tom iyimserdi.
Daha önce şaka yapıyordum.
Tom tuba çalardı.
Sık sık pizza yerdim.
Tom eskiden bir ana kuzusuydu.
Bunu daha önce duydum.
Daha önce tanışmadık mı?
Daha önce Tom'la hiç karşılaşmamıştım.
- Erken gelmeni ne engelledi?
- Erken gelmene ne mâni oldu?
Toplantı her zamankinden daha erken sona erdi.
O, erken gelmemiz için zorladı.
Bir MiniDisc çalarım vardı.
Biz daha önce tehlikeli durumlarda bulunduk.
Biz biraz daha erken ayrılmak zorundayız.
Öğretmenlik yapardın, değil mi?
Sen çok rahattın.
Onu daha önce hiç yapmadın.
Ben daha önce felç oldum.
Daha önce bunun hepsini duydum.
Tom görünüşe göre Boston'da çalışırdı.
Sanırım bunu daha önce gördün.
Bu şarkıyı daha önce duyduk.
Tom öncekinden daha samimi görünüyor.
Daha önce, bölge için taşkınlar kaderdi.
Eskiden bahçede büyük bir kiraz ağacı vardı.
Eskisi kadar fakir değilim.
Bana Hindistan hakkında hikayeler anlatırdı.
Kiraz ağacı bu yıl normalden daha erken çiçek açtı.
Her zamankinden bir saat daha önce kalktım.
Böyle kibar bir adamdın.
O, neşe doluydu.
Tom buraya Mary'nin vardığından daha erken vardı.
Daha önce bir gemide hiç bulunmadım.
Daha önce orada hiç bulunmadım.
Öyle düşünürdüm.
Bana bunu neden daha önce söylemedin?
Daha önce buna hiç teşebbüs edilmedi.
Bu daha önce hiç denenmedi.
Coliseum eski Roma'daki eski arenaydı.
Bana bu konudan daha önce bahsedebilirdin.
Daha önce hiç mango yememiştim.
O zamana kadar hiç panda görmemiştim.
O, daha önce Okinawa'da hiç bulunmamıştı.
Kış aylarında günler kısalır ve hava daha erken kararır.
Daha önce hiç bu kadar iyimser olmamıştım.
Tom daha önce hiç sarhoş olmadı.
Daha erken çıkmamızın senin için sakıncası var mı?
Tom'un daha önce şikâyet ettiğini hiç duymadım.
Ben daha önce böyle bir şey yapmamıştım.
Daha önce hiç bu kadar korkmamıştım.
Bunu sana daha önce söylemeliydim.
Tom bana Avustralya'da yaşadığını söyledi.
Hatasını fark etmeden önce bir gündü.
Mary daha önce hiç sari giymemişti.
Mary daha önce hiç kimono giymemişti.
Daha önce Londra'da bulundun mu?
Oraya ne kadar erken gelirsek, koltuk alma ihtimalimiz o kadar yüksektir.
Tom bana onun evli olduğunu söyledi.
Boston'u daha önce ziyaret ettim.
Tom daha önce böyle bir şey yapmamıştı.
Daha önce hiç böyle öpülmemiştim.
Daha önce öyle bir şeyi kimseye söylemedim.
Hayat şimdi eskisinden çok daha kolay.
Çok daha önce bundan bahsetmeliydik.
- Daha önce asla mango yemedim.
- Daha önce hiç mango yememiştim.
- Şimdiye kadar hiç mango yememiştim.
Evden biraz daha erken çıksaydın, zamanında olurdun.
Üç gün önce işi bitirdiğini söyledin.
Daha önce bir zamanlar onunla karşılaştığım için, onu derhal tanıdım.
Tom, daha önce Mary'yi saçı aşağıda hiç görmemişti.
Pazar günü kiliseye giderdim.
O kızı daha önce gördüm.
Daha önce hiç poker oynamadığın doğru mu?
Bunu hiç daha önce gördün mü?
Tom daha önce bunu yapmayı denedi mi?
Bu daha önce asla yapılmamış bir şey.
Neden onu bana daha önce söylemedin?
Tom daha önce hiç Mary kadar güzel bir kız görmemişti.
Önceden evimin arkasında büyük bir kiraz ağacı vardı.
İzlanda Danimarka'ya aitti.
Eskiden olduğum aynı insan değilim.
Tom daha önce Boston'a hiç gitmedi, bu yüzden onu gezdirmeyi önerdim.
"Neden odan pembe, Tom?" "Ah, bu önce benim kız kardeşimin odasıydı."
Amerika Birleşik Devletleri'ne gitmeden önce hiç İngilizce eğitimi almamıştı.
Daha önce hiç futbol oynamadım.
Tom kırmızı şarabı sevmezdi, ama şimdi neredeyse her gün içiyor.