Examples of using "”olkaa" in a sentence and their turkish translations:
Hoş geldin!
- Kendini hazırla!
- Hazırlıklı ol.
Hoşgörülü ol!
Mutlu ol!
Pasaport, lütfen.
Başkalarına karşı nazik olun.
Kızlar, sessiz olun.
İkinizde sessiz olun.
Lütfen kendini evde hisset.
Lütfen buraya oturun.
Bana pasaportunuzu gösterin, lütfen.
Sessiz ol.
Cesaretin olsun.
Tetikte ol.
- Dikkatli olun.
- Uyanık olun.
- Lütfen yerine otur.
- Lütfen otur.
- Lütfen oturun.
Sakin ol!
Nazik olun.
Lütfen paltonuzu asın.
Buyurun.
Lütfen oturun.
Sabırlı ol.
Lütfen bunu yapın.
Emniyet kemerini tak, lütfen.
Lütfen!
Kalmama izin ver.
Oturun, lütfen.
Lütfen odama birini gönder.
Nazik ol.
Arkanı kolla.
Dikkat.
“Teşekkür ederim.” — “Rica ederim.”
Lütfen ilk tanığınızı çağırın.
Bir tsunami geliyor, bu yüzden tetikte olun.
Lütfen bunu benim için yap.
Burayı imzalayın, lütfen.
Lütfen otur ve bekle.
Bana sirke ve yağ getirin lütfen.
Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
Yağmur yağarsa, lütfen beni arayın.
Önemli olan, alttan kaldırıp nazikçe tutmak, böylece toprak dağılmaz.
Lütfen acele et.
Lütfen koltuklarınıza geri gidin.
- Lütfen cevaplayın.
- Lütfen yanıtla.
Lütfen tükür.
Lütfen biraz pasta yiyin.
İşlek bir caddeden geçerken dikkatli ol.
Benimle konuşmak istiyorsan, lütfen beni ara.
Diğerlerine karşı nazik ol.
Lütfen acele et!
Zevkle.
- "Teşekkürler." "Bir şey değil."
- “Teşekkür ederim.” — “Rica ederim.”
- "Sağ ol." "Ne demek."