Examples of using "Worn" in a sentence and their turkish translations:
Tamamıyla yorgun düştüm.
Çok bitkinim.
Çok yorgunum.
Pestilimiz çıktı.
Eldivenleri takmalıydım.
Senin lastiklerin aşınmış.
Sen bitkin görünüyorsun.
- Tom bitkin görünüyor.
- Tom oldukça yorgun görünüyor.
Biz hepimiz yıpranmışız.
Ben yıpranmıştım.
Kısa kollu giymeliydim.
Bir şapka takmalıydım.
Bir ceket giymeliydim.
Benim ayakkabılar yıpranmış.
- Ayakkabılar yıpranmış.
- Ayakkabılar eskimiş.
Tom tamamen bitkindi.
O tamamen bitkindi.
Hiç smokin giymedim.
Ayakkabılarımı eskittim.
Onun paltosu yıpranmış.
Onun sabrı kalmamış.
Tom açıkça yıpranmış.
Onun elbiseleri yıpranmış.
Tom tamamen yıpranmış görünüyor.
Ben tamamen bitkindim.
- Bitap düşmüştü.
- Haşatı çıkmıştı.
Tom bitkin olduğunu söyledi.
- Ben yorgunum.
- Yoruldum.
- Yorgunum.
Tom daha ağır bir palto giymeliydi.
Yıpranmış olduklarını söylediler.
Kısa kollu bir gömlek giymeliydim.
O yıpranmış görünüyor.
O, çok çalışmaktan yıpranmıştı.
Satılık: bebek ayakkabısı, hiç yıpranmamış.
Ceketim sonunda yıprandı.
Keşke kısa kollu giyseydim.
Delik çoraplarımı giydim.
Bunu yıllardır giymedim.
Hiç uzun iç çamaşırı giydin mi?
Lastikleriniz tamamen yıpranmış.
Tom, tamamen bitkin olduğunu söyledi.
Tom bana yıpranmış olduğunu söyledi.
Kısa kollu bir gömlek giymeliydim.
Minik kalbi bitap düşmüştü.
Benim ayakkabıların tabanları yıprandı.
Tom yıpranmıştı.
Pantolon alttan giyilirdi.
Mary daha önce hiç sari giymemişti.
Mary daha önce hiç kimono giymemişti.
Saatler süren çalışmadan sonra yoruldu.
O, eve vardığında yorgundu.
İlacın etkisi yavaş yavaş azalmıştı.
Onu yıpranmış eski ve yorgun buldum.
Bu rengi giymemiş olmam gerektiğini biliyordum.
Bütün gün çalışmaktan yoruldum.
Tom daha kalın bir palto giymesi gerektiğini hemen fark etti.
Bütün gün ayakta durduğum için yoruldum.
Deri ceketin dirsekleri aşınmış.
Deri ceket dirsekten aşınmış.
Bir ay boyunca aynı şapkayı giydi.
Kulüp binasında şapka giyilmesine izin verilmiyor.
Ben bütün hayatımda hiç kovboy çizmesi giymedim.
Neredeyse üç yıldır bu kravatı takmadım.
Bu yıl iki çift ayakkabı eskittim.
Hayatımda hiç uyku tulumu giymedim.
Bütün gün çalıştıktan sonra bitkin olmalısın.
Tom bütün gün çalıştı ve tamamen bitkin düştü.
Tüm gün çalışmış ve çok yorulmuştu.
Yorgundu ve bir elma ağacına yaslandı.
Karısı, çocuklara baktıktan sonra bitkin düşmüş.
Bir kravat taktığımdan beri uzun zaman oldu.
Şimdiye kadar ilk kez bir ceket giydim.
Zirveye vardığımda, ben tamamen bitkindim.
Tom yorgun görünüyor.
Halı yıpranmış ve değiştirilmesi gerekiyordu.
Sami, suç sırasında giydiği kıyafetleri attı.
Uzun zamandır bir Kabile elbisesi giymedi.
Şantiyelerde, baretler her zaman takılmalıdır.
Dün Tom'a rastladığımda o oldukça bitkin görünüyordu.
Bütün gün yürüdüm ve şimdi bitkinim.
Ben bu yıpranmış halıdan kurtulmak zorunda kalacağım
Mary'nin dolapları yıllarca giymediği giysilerle dolu.
Yıprandıkları zaman giysilerinle ne yaparsın?
Sally yeni bir elbise satın aldı fakat henüz giymedi.
Bir hafta geçtikten sonra, Tom'un misafirliği iyice kabak tadı vermişti.
Tom yeni bir takım elbise aldı, ancak henüz giymedi.
Sabrının sonuna geldi.
Tom ve John yeni takım elbise satın aldılar, ama henüz onları giymediler.
Uzun zamandır çok çalışıyordum. Artık yıpranmıştım.
Eski ceketimi yıprattığım için yeni bir tane almam gerekiyor.
Ben birçok çocuğa bakmak zorunda kaldığım için yıprandım.
Tom ayakkabı almalı. Onun eski ayakkabıları tamamen yıpranmış.
Yeni ayakkabı alması gerekiyor. Eskisinin haşatı çıkmış.
O, eve vardığında bitkindi.
Sen bitkinsin.