Translation of "Widow" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Widow" in a sentence and their turkish translations:

- I am a widow.
- I'm a widow.

Ben bir dulum.

I know Tom's widow.

Tom'un dul eşini tanıyorum.

Mary is a widow.

Mary bir dul.

Tom married John's widow.

Tom John'un dul kadını ile evlendi.

A widow had three daughters.

Bir dulun üç kızı vardı.

Tom married a rich widow.

Tom, zengin bir dulla evlendi.

Mary is a widow now.

- Mary artık dul.
- Mary bir dul artık.

The widow was dressed in black.

Dul kadın siyah giyinmişti.

The widow suffered from stomach cancer.

Dul kadın mide kanserinden muzdarip.

My brother's widow has married again.

Erkek kardeşimin dul eşi yeniden evlendi.

- Tom left a widow and three children.
- Tom left behind a widow and three children.

Tom bir dul ve üç çocuk bıraktı.

He leaves a widow and a daughter.

Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor.

The young widow got engaged once more.

Genç dul bir kez daha nişanlandı.

You already know it: I married a widow.

Sen zaten biliyorsun: Ben bir dulla evlendim.

Tom left behind a widow and five children.

- Tom bir dul ve beş çocuğu terk etti.
- Tom arkasında bir dul ve beş çocuk bıraktı.

Tom left behind a widow and three children.

Tom bir dul ve üç çocuk bıraktı.

There's a huge black widow spider in my room!

Odamda büyük bir kara dul örümceği var!

A woman whose husband has died is a widow.

Kocası vefat etmiş bir kadın duldur.

A widow is a woman whose spouse has died.

Dul kocası ölmüş bir kadındır.

A woman whose husband is dead is called a widow.

Kocası ölmüş bir kadına dul denir.

She's a widow and a pensioner, and faces many hardships.

O dul ve emeklidir ve birçok zorluklarla karşı karşıyadır.

Layla killed her husbands for money. She was a classic black widow.

Leyla para için kocalarını öldürdü. O klasik bir kara duldu.

At the funeral, the widow looked very dignified, with her black suit, hat and gloves.

Cenazede, dul kadın siyah takım elbisesi, şapkası ve eldiveni ile çok ağırbaşlı görünüyordu.