Translation of "Washes" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Washes" in a sentence and their turkish translations:

He washes himself.

O kendini yıkıyor.

She washes lettuce.

O marul yıkıyor.

He washes lettuce.

O marul yıkıyor.

Anita washes the tub.

Anita küveti yıkıyor.

She washes her skirt.

Eteğini yıkıyor.

She washes the sweater.

Kazağını yıkıyor.

She washes the car.

O araba yıkar.

She washes an apple.

Bir elma yıkıyor.

He washes my lettuce.

O benim marulumu yıkar.

Tom never washes his car.

Tom asla arabasını yıkamaz.

He washes his t-shirt.

O, tişörtünü yıkıyor.

The father washes his face.

Baba yüzünü yıkar.

The woman washes her face.

Kadın yüzünü yıkıyor.

This cotton shirt washes well.

Bu pamuk gömlek kolay yıkanır.

One hand washes the other.

Bir el diğerini yıkar.

Tom usually washes the dishes.

Tom genellikle bulaşıkları yıkar.

My father often washes the dishes.

Babam sık sık bulaşıkları yıkar.

He washes the car every week.

O her hafta arabayı yıkar.

He washes the bike every week.

O her hafta bisikleti yıkar.

Tom washes his hair every day.

Tom her gün saçını yıkar.

Tom washes his car every week.

Tom her hafta arabasını yıkar.

My mother washes clothes every day.

Annem her gün çamaşır yıkar.

Mary only washes in spring water.

Mary sadece kaynak suyuyla yıkama yapar.

Tom washes his car every morning.

Tom her sabah arabasını yıkar.

- I'm usually the one who washes the dishes.
- I am the one who usually washes the dishes.
- I'm the one who usually washes the dishes.

Ben genellikle bulaşıkları yıkayan kişiyim.

My sister washes her hair every morning.

Kız kardeşim her sabah saçını yıkar.

My sister washes her shoes every Sunday.

Kız kardeşim her pazar günü ayakkabılarını yıkar.

Tom washes his hair almost every day.

Tom neredeyse her gün saçını yıkar.

Tom washes his hair without using shampoo.

Tom şampuan kullanmadan saçını yıkar.

Tom washes his hands all the time.

Tom her zaman ellerini yıkar.

Tom washes his car once a week.

Tom haftada bir kez arabasını yıkar.

Tom washes clothes three times a week.

Tom haftada üç kez çamaşır yıkar.

Tom always washes his hands before eating anything.

Tom bir şey yemeden önce her zaman ellerini yıkar.

She washes her hair two times a week.

O saçını haftada iki kez yıkıyor.

My big sister washes her hair every morning.

Büyük kız kardeşim her sabah saçını yıkar.

Tom washes the kitchen curtains twice a year.

Tom yılda iki kez mutfak perdeleri yıkar.

Tom only washes his hair once a week.

Tom sadece haftada bir kez saçını yıkar.

I'm the one who always washes the dishes.

Her zaman bulaşıkları yıkayan benim.

Tom washes clothes at least once a week.

Tom en azından haftada bir kez çamaşırları yıkar.

Tom washes his face every morning before breakfast.

Tom kahvaltıdan önce her sabah yüzünü yıkıyor.

Tom washes his hair three times a week.

Tom haftada üç kez saçını yıkar.

She washes clothes at least once a week.

Haftada en az bir kez çamaşır yıkar.

She breaks a dish every time she washes dishes.

O her bulaşık yıkamada bir tabak kırar.

- She is washing the car.
- She washes the car.

O, arabayı yıkıyor.

He washes his car at least once a week.

En az haftada bir kez arabasını yıkar.

- He is washing the car.
- He washes the car.

- O arabayı yıkıyor.
- O araba yıkar.

Tom is the one who usually washes the car.

Genellikle arabayı yıkayan kişi Tom'dur.

Mary washes her laundry by hand on a washboard.

Mary çamaşırını çamaşır yıkama tahtasında elle yıkar.

- Tom is washing the dishes.
- Tom washes the dishes.

Tom bulaşıkları yıkıyor.

Tom washes his car at least once a week.

Tom arabasını en az haftada bir kez yıkar.

Tom washes his hair every time he takes a shower.

Tom her duş aldığında saçını yıkar.

- Tom always does the dishes.
- Tom always washes the dishes.

Tom her zaman bulaşıkları yıkar.

- My husband washes the car.
- My husband is washing the car.

Kocam arabayı yıkıyor.

Tom doesn't wash his hair as often as Mary washes hers.

Tom, saçlarını Mary'nin yıkadığı kadar sık yıkamaz.

I'm sick and tired of being the one who always washes the dishes.

Her zaman bulaşıkları yıkayan kişi olmaktan bıktım.

Tom usually lets dirty dishes pile up for a week, then he washes them.

Tom genellikle kirli tabakları bir hafta kadar biriktirir, sonra onları yıkar.

Tom's mother used to wash his clothes for him, but now he washes them himself.

Tom'un annesi onun giysilerini onun için yıkardı ama şimdi onları kendi yıkıyor.

- Tom is doing the dishes.
- Tom is washing dishes.
- Tom is washing the dishes.
- Tom washes the dishes.

Tom bulaşıkları yıkıyor.