Translation of "Understood" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Understood" in a sentence and their turkish translations:

Understood?

- Anladın mı?
- Anlaşıldı mı?

Understood.

Anlaşıldı.

- I'd have understood.
- I would've understood.
- I would have understood.

Ben anlardım.

They understood.

Onlar anladılar.

Tom understood.

Tom anladı.

- Roger!
- Understood!

- Anlaşıldı!
- Anlaşılmıştır!

- Tom would've understood.
- Tom would have understood.

Tom anlardı.

- I never understood that.
- I've never understood this.

Ben onu hiç anlamadım.

- I think I understood.
- I think I've understood.

- Sanırım anladım.
- Anladığımı düşünüyorum.

- I've never understood this.
- I never understood this.

Ben bunu hiç anlamadım.

- Got it!
- I got it.
- I understood.
- Understood.

Anladım.

Tom understood me.

Tom beni anladı.

No one understood.

Kimse anlamadı.

Tom understood that.

Tom onu anladı.

Tom understood Mary.

Tom, Mary'yi anladı.

Nobody understood me.

Kimse beni anlamadı.

- I see.
- Understood.

Anlıyorum.

Tom understood immediately.

Tom hemen anladı.

We understood that.

Onu anladık.

They understood that.

Onlar onu anladılar.

Am I understood?

Anlaşılıyor muyum?

Is that understood?

O anlaşıldı mı?

Fadil understood that.

Fadıl onu anladı.

I understood that.

Ben onu anladım.

Well, I understood.

Peki, anladım.

Tom understood everything.

Tom her şeyi anladı.

I understood everything.

Herşeyi anlıyordum.

- I thought you understood.
- I thought that you understood.

Anladığını sanıyordum.

- I thought Tom understood.
- I thought that Tom understood.

Tom'un anladığını düşündüm.

- Tom said he understood.
- Tom said that he understood.

Tom anladığını söyledi.

- I have not understood anything.
- I didn't understand anything.
- I understood nothing.
- I haven't understood anything.

Hiçbir şey anlamadım.

I think I understood.

- Sanırım anladım.
- Sanırım anlıyorum.

Tom understood it completely.

Tom onu tamamen anladı.

Thanks, I understood everything.

Teşekkürler, her şeyi anladım.

I understood almost everything.

Neredeyse her şeyi anladım.

I wish I understood.

Keşke anlasam.

No one else understood.

Başka hiç kimse anlamadı.

Is that clearly understood?

Bu açıkça anlaşıldı mı?

I'm sure everyone understood.

Herkesin anladığına eminim.

I understood it perfectly.

Ben onu mükemmel şekilde anladım.

She understood a sentence.

Bir cümle anladı.

Tom finally understood why.

Tom nihayet nedenini anladı.

Tom finally understood it.

Tom nihayet bunu anladı.

I understood the message.

Ben mesajı anladım.

Tom knew Mary understood.

Tom Mary'nin anladığını biliyordu.

Tom understood the rules.

Tom kuralları anladı.

I've never understood Tom.

Tom'u hiç anlamadım.

I understood that text.

Ben o metni anladım.

I understood very well.

Çok iyi anladım.

Tom already understood everything.

Tom zaten her şeyi anladı.

I've never understood you.

Seni hiç anlamadım.

I've never understood them.

Onları hiç anlamadım.

I've never understood him.

Onu hiç anlamadım.

I've never understood her.

Onu hiç anlamadım.

Dan understood this well.

Dan bunu iyi anladı.

Tom understood the risks.

Tom riskleri anladı.

We understood each other.

Biz birbirimizi anladık.

Tom understood Mary's skepticism.

Tom, Mary'nin şüpheciliğini anladı.

I've never understood this.

- Bunu hiç anlamadım.
- Ben bunu hiç anlamadım.
- Bunu hiçbir zaman anlamadım.

Tom understood that perfectly.

Tom onu mükemmel şekilde anladı.

I've always understood you.

Seni her zaman anladım.

I think I've understood.

- Sanırım anladım.
- Anladığımı düşünüyorum.

I understood almost nothing.

Neredeyse hiçbir şey anlamamıştım.

I understood absolutely nothing.

Hiçbir şey anlamamıştım.

- I thought I understood you.
- I thought that I understood you.

- Seni anladığımı sandım.
- Seni anladığımı düşündüm.

- I don't think Tom understood.
- I don't think that Tom understood.

Tom'un anladığını sanmıyorum.

- I think Tom understood that.
- I think that Tom understood that.

Sanırım Tom onu anladı.

- I thought you understood that.
- I thought that you understood that.

Onu anladığını düşündüm.

- I thought you understood me.
- I thought that you understood me.

Beni anladığını sanıyordum.

- I assumed Tom understood French.
- I assumed that Tom understood French.

Tom'un Fransızcayı anladığını sanıyordum.

- Tom said he understood French.
- Tom said that he understood French.

Tom Fransızca anladığını söyledi.

- Tom thought Mary understood French.
- Tom thought that Mary understood French.

Tom, Mary'nin Fransızcayı anladığını düşündü.

- Tom said Mary understood French.
- Tom said that Mary understood French.

Tom, Mary'nin Fransızca'yı anladığını söyledi.

- Tom told me he understood.
- Tom told me that he understood.

Tom bana anladığını söyledi.

- I think Tom understood me.
- I think that Tom understood me.

- Sanırım Tom beni anladı.
- Tom'un beni anladığını düşünüyorum.

For reasons that aren't understood.

yanıt vermiyor.

- I got it.
- I understood.

Anladım.

I understood what she said.

Onun ne dediğini anladım.

I don't believe they understood.

Onların anladığını sanmıyorum.

I almost understood it all.

Neredeyse onun hepsini anladım.

Tom couldn't have understood us.

Tom bizi anlayabilirdi.

Few people understood his comment.

Az sayıda insan onun yorumunu anlar.

They can be understood, too.

Onlar da anlaşılabilir.

Tom understood what that meant.

Tom bunun ne anlama geldiğini anladı.

Tom understood how Mary felt.

Tom Mary'nin nasıl hissettiğini anladı.

I thought I understood you.

- Seni anladığımı sandım.
- Seni anladığımı düşündüm.

Tom understood what Mary meant.

Tom Mary'nin ne demek istediğini anladı.

I think I've understood everything.

Sanırım her şeyi anladım.

No doubt you have understood.

Şüphe yok ki sen anladın.

People want to be understood.

İnsanlar anlaşılmak istiyor.

Tom understood what was needed.

Tom neyin gerekli olduğunu anladı.

I wish Tom understood me.

Keşke Tom beni anlasa.