Translation of "Unbelievable" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Unbelievable" in a sentence and their turkish translations:

- That's unbelievable!
- That's unbelievable.

O inanılmaz.

- Unbelievable!
- It's unbelievable.
- That's unbelievable!
- Incredible!
- It's incredible!

Hayal edilemez!

Unbelievable!

- İnanamıyorum!
- İnanılmaz!

It's unbelievable.

Bu inanılmaz bir şey.

This is unbelievable.

Bu inanılmaz.

It seemed unbelievable.

İnanılmaz görünüyordu.

That was unbelievable.

Bu inanılmazdı.

This is unbelievable!

Bu inanılmaz!

Tom was unbelievable.

Tom inanılmazdı.

- That was amazing.
- It was unbelievable.
- That was unbelievable.

O şaşırtıcıydı.

Ah, this is unbelievable.

Bu inanılmaz.

Ah, this is unbelievable!

Bu inanılmaz!

- You're incredible.
- You're unbelievable.

Sen inanılmazsın.

It really is unbelievable.

Bu gerçekten inanılmaz.

This place is unbelievable.

Bu yer inanılmaz.

The difference was unbelievable.

Fark inanılmazdı.

The plot was unbelievable.

Komplo inanılmazdı.

- They're incredible.
- They're unbelievable.

Onlar inanılmazlar.

You people are unbelievable.

Siz insanlar inanılmazsınız.

This family is unbelievable.

Bu aile inanılmazdır.

This is really unbelievable.

Bu gerçekten inanılmaz.

This was literally unbelievable.

Bu tam anlamıyla inanılmazdı.

- It was incredible.
- It was unbelievable.
- That was incredible.
- That was unbelievable.

İnanılmazdı.

[Bear] Oh, this is unbelievable!

Bu inanılmaz!

- It's incredible!
- This is unbelievable!

Bu inanılmaz!

Yes, that was amazing. Unbelievable!

Evet, o şaşırtıcıydı. İnanılmaz!

It's really unbelievable, isn't it?

Gerçekten inanılmaz, değil mi?

Those guys were absolutely unbelievable.

O çocuklar kesinlikle inanılmazdı.

The atmosphere here is unbelievable.

Buradaki atmosfer inanılmazdır.

It was just absolutely unbelievable.

O sadece kesinlikle inanılmazdı.

This is an unbelievable day.

Bu, inanılmaz bir gündü.

Tom is an unbelievable kid.

Tom inanılmaz bir çocuk.

- You're amazing.
- You're incredible.
- You're unbelievable.

İnanılmazsın.

This story you're telling is unbelievable.

Anlattığın bu hikaye inanılmaz.

- It seemed unbelievable.
- It looks incredible.

O inanılmaz görünüyor.

It's unbelievable how fast time flies.

Zamanın ne kadar hızlı geçtiği inanılmaz.

My tooth is giving me unbelievable pain.

Dişim bana inanılmaz acı veriyor.

His technique was unrivalled and completely unbelievable.

Onun tekniği rakipsizdi ve tamamen inanılmazdı.

He told me a completely unbelievable story.

O bana tamamen inanılmaz bir hikaye anlattı.

- It's incredible.
- This is incredible.
- This is unbelievable.

Bu inanılmaz.

- This is incredible.
- That's incredible.
- This is unbelievable.

- O inanılmaz.
- Bu inanılmaz.

- This is simply amazing.
- This is just unbelievable.

Bu sadece inanılmaz.

The daily life of these people is unbelievable.

Bu insanların günlük yaşamı inanılmazdır.

The speed with which we forget is just unbelievable.

Unuttuğumuz hız sadece inanılmaz.

It is unbelievable that he did something like that.

Onun böyle bir şey yapması inanılmaz.

- Tom is fabulous.
- Tom is unbelievable.
- Tom is incredible.

Tom inanılmaz.

This story might sound unbelievable but it is true.

Bu hikaye inanılmaz gelebilir ama o doğrudur.

The journey that brought me here is almost unbelievable.

Beni buraya getiren seyahat neredeyse inanılmaz.

- You're amazing.
- You're incredible.
- You're awesome.
- You're unbelievable.
- You're unreal.

İnanılmazsın.

The team spirit was unbelievable, we were all in this together.

Takım ruhu inanılmazdı, hepimiz birlikte bunun içindeydik.