Translation of "Incredible" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Incredible" in a sentence and their turkish translations:

- It's incredible.
- It's incredible!

İnanılır gibi değil!

- Incredible!
- That's amazing!
- Strange.
- It's incredible!

İnanılmaz!

They're incredible.

Onlar inanılmaz.

You're incredible.

Sen inanılmazsın.

- It's incredible.
- This is incredible.
- This is unbelievable.

Bu inanılmaz.

- This is incredible.
- That's incredible.
- This is unbelievable.

- O inanılmaz.
- Bu inanılmaz.

- Unbelievable!
- It's unbelievable.
- That's unbelievable!
- Incredible!
- It's incredible!

Hayal edilemez!

An incredible confidence,

inanılmaz bir öz güven...

It's pretty incredible.

Bu oldukça inanılmaz.

Tom was incredible.

Tom inanılmazdı.

You look incredible.

Harika görünüyorsun.

Tom is incredible.

Tom inanılmaz.

That was incredible.

O inanılmazdı.

Incredible, isn't it?

İnanılmaz, değil mi?

Something incredible happened.

İnanılmaz bir şey oldu.

Isn't Tom incredible?

Tom inanılmaz değil mi?

Isn't it incredible?

İnanılmaz değil mi?

Isn't that incredible?

O inanılmaz değil mi?

That sounds incredible.

O inanılmaz görünüyor.

That's absolutely incredible.

O kesinlikle inanılmaz.

You were incredible.

İnanılmazdın.

That's so incredible.

O çok inanılmaz.

That guy's incredible.

Şu adam inanılmaz.

But that's incredible!

Ama o inanılmaz!

That's pretty incredible.

O oldukça inanılmaz.

You're really incredible.

Sen gerçekten olağanüstüsün.

Tom looks incredible.

Tom inanılmaz görünüyor.

It's an incredible program.

Bu inanılmaz bir program.

These are incredible women.

Bunlar inanılmaz kadınlar.

Such an incredible feeling.

Bu inanılmaz bir his.

That's an incredible story.

O, inanılmaz bir hikaye.

- You're incredible.
- You're unbelievable.

Sen inanılmazsın.

It's incredible, isn't it?

Bu inanılmaz, değil mi?

That meal was incredible.

O yemek inanılmazdı.

It's incredible, you know?

Bu inanılmaz biliyor musun?

It was really incredible.

Bu gerçekten inanılmazdı.

It was pretty incredible.

O oldukça inanılmazdı.

That would be incredible.

Bu inanılmaz olurdu.

What an incredible surprise!

Ne inanılmaz bir sürpriz!

This place is incredible.

Bu yer inanılmaz.

What an incredible day!

Ne inanılmaz bir gün!

The figures are incredible.

Rakamlar inanılmaz.

The food looks incredible.

Yemek inanılmaz görünüyor.

What an incredible show!

Ne inanılmaz bir gösteri.

- They're incredible.
- They're unbelievable.

Onlar inanılmazlar.

I had incredible parents.

İnanılmaz ebeveynlerim vardı.

We've done something incredible.

İnanılmaz bir şey yaptık.

It was absolutely incredible.

Kesinlikle inanılmazdı.

Tom has incredible speed.

Tom'un inanılmaz hızı var.

Studying languages is incredible.

- Dilleri öğrenmek inanılmazdır.
- Dilleri incelemek inanılmazdır.

- I thought it was incredible.
- I thought that it was incredible.

Onun olağanüstü olduğunu düşündüm.

- I think Tom looks incredible.
- I think that Tom looks incredible.

- Sanırım Tom inanılmaz görünüyor.
- Bence Tom inanılmaz görünüyor.

- It was incredible.
- It was unbelievable.
- That was incredible.
- That was unbelievable.

İnanılmazdı.

You feel this incredible resistance,

bu inanılmaz direnci hissedeceksiniz,

Only the most incredible opportunity.

yalnızca inanılmaz bir fırsat.

We found some incredible partners,

Hindistan Hükûmeti de dâhil olmak üzere

An incredible money-making machine!

İnanılmaz bir para basma makinesi!

New Zealand is pretty incredible.

Yeni Zelanda oldukça inanılmazdır.

It was an incredible place.

Olağanüstü bir yerdi.

- It's incredible!
- This is unbelievable!

Bu inanılmaz!

You did an incredible job.

- Harika bir iş yaptın.
- İnanılmaz bir iş yaptın.

What Tom did was incredible.

Tom'un yaptığı inanılmazdı.

You guys were just incredible.

Siz beyler tam inanılmazdınız.

Tom is in incredible shape.

Tom inanılmaz şekilde.

Tom did an incredible job.

Tom inanılmaz bir iş yaptı.

What they did was incredible.

Onların yaptığı inanılmazdı.

It sounds incredible, doesn't it?

Kulağa inanılmaz geliyor, değil mi?

That was an incredible feeling.

O inanılmaz bir duyguydu.

Don't miss this incredible opportunity.

Bu inanılmaz fırsatı kaçırma.

It was an incredible job.

O inanılmaz bir işti.

That was incredible, wasn't it?

İnanılmazdı, değil mi?

It was an incredible experience.

Bu inanılmaz bir deneyim

Tom eats an incredible amount.

Tom inanılmaz miktarda yemek yiyor.

I have an incredible opportunity.

Inanılmaz bir fırsatım var.

The demand has been incredible.

Talep inanılmazdı.

That was an incredible battle.

Bu inanılmaz bir savaştı.

It was an incredible moment.

İnanılmaz bir andı.

Tom is an incredible person.

Tom inanılmaz bir insandır.

Tom is an incredible writer.

Tom inanılmaz bir yazar.

It was an incredible sight.

O inanılmaz bir manzaraydı.

Tom has an incredible vocabulary.

Tom'un inanılmaz bir kelime hazinesi var.

And I had an incredible time.

İnanılmaz vakit geçirdim.

- You're amazing.
- You're incredible.
- You're unbelievable.

İnanılmazsın.

What an incredible statement that is.

O ne inanılmaz bir ifade!

You look incredible in that dress.

O elbisenin içinde inanılmaz görünüyorsun.

Tom told me an incredible story.

Tom bana inanılmaz bir hikaye anlattı.

- It seemed unbelievable.
- It looks incredible.

O inanılmaz görünüyor.

Sami's incredible story began in Egypt.

Sami'nin inanılmaz hikayesi Mısır'da başladı.

- That was an amazing experience.
- It was an incredible experience.
- It's been an incredible experience.

O inanılmaz bir deneyimdi.

You're no longer feel this incredible resistance.

bu inanılmaz direnci artık hissetmeyeceksiniz.

Including this incredible new brain-decoding technology.

Bu yeni ve inanılmaz beyin deşifre teknolojisi de buna dâhil.

As part of an incredible scientific study.

binlerce çocuğun yaşam sürecini takip ediyor.

The internet is such an incredible development.

İnternet böylesine inanılmaz bir gelişmedir.

We have an incredible North Atlantic salmon.

İnanılmaz bir Kuzey Atlantik somonumuz var.

At this hour, there is incredible traffic.

Bu saatte, inanılmaz trafik vardır.

I brought back incredible footage from Morocco.

Fas'tan inanılmaz görüntüleri geri getirdim.

Once you've built it, you got incredible protection.

Bunu inşa ettikten sonra inanılmaz bir korunmanız olur.

The cornerstone of which was this incredible spirit

ve bu kimliğin temel taşı

The waste of time and money is incredible.

Zaman ve para kaybı inanılmaz.