Examples of using "Tolerant" in a sentence and their turkish translations:
Hoşgörülü olun.
Ben hoşgörülüyüm.
Tom toleranslıdır.
Hoşgörülü müsün?
Hoşgörülü olalım.
Ben hoşgörülüydüm.
Tom çok hoşgörülü değil.
Tom son derece hoşgörülü.
Şaşırtıcı bir şekilde toleranslıydın.
Tom hoşgörülüydü.
Tom çok hoşgörülü değildi.
Tom hoşgörülü görünüyor.
Tom hoşgörülü, değil mi?
Tom çok hoşgörülüydü.
Ne kadar hoşgörülü olmalıyız?
Çok hoşgörülü olduğunuz için teşekkürler.
Tom hoşgörülü görünüyordu.
Daha hoşgörülü olmalısın.
aynı zamanda hoşgörülü toplumları,
Etnik azınlıklara karşı hoşgörülü müsünüz?
Daha hoşgörülü olmaya çalışalım.
Tom benim kadar hoşgörülü değil.
Gerçekten daha hoşgörülü olmak zorundayız.
O başkalarının dinsel inançlarına karşı hoşgörülüdür.
Tom dine karşı tutumunda çok hoşgörülüdür.
Tom eskiden olduğu kadar hoşgörülü değil.
Tom, Mary'nin göründüğü kadar hoşgörülü görünmüyordu.
O her zaman bir şey tartışmak için hazır görünüyordu ve çok hoşgörülüydü.
Manyok kuraklığa dayanıklı bir ekindir ve bu nedenle milyonlarca insan için önemli bir temel gıdadır.
Sınırsız hoşgörü hoşgörünün ortadan kalkmasına yol açar. Hoşgörüsüz olanlara bile sınırsız hoşgörüyü uzatırsak, hoşgörülü bir toplumu hoşgörüsüzlerin saldırısına karşı korumaya hazır değilsek, o halde hoş görülü tahrip olacak ve onunla birlikte hoşgörü de.