Translation of "Teasing" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Teasing" in a sentence and their turkish translations:

I'm teasing.

Ben muzibim.

We're teasing.

Şaka yollu takılıyoruz.

- Tom was just teasing.
- Tom was only teasing.

Tom sadece alay ediyordu.

Stop teasing me.

Benimle alay etmeyi bırak.

Quit teasing me.

Benimle dalga geçmeyi bırak.

Stop teasing Tom.

Tom'la alay etmeyi durdur.

Tom is teasing.

Tom muziplik ediyor.

I'm just teasing.

Sadece alay ediyorum.

I'm teasing you.

Sana takılıyorum.

Stop teasing her.

Onu kızdırmayı kes.

Stop teasing him.

Ona sataşmayı kes.

Stop teasing your sister!

Kız kardeşine takılmayı kes!

Stop teasing your brother!

Erkek kardeşine sataşmaya son ver!

She stopped teasing me.

O bana sataşmayı durdurdu.

I was only teasing.

Sadece şaka yapıyordum.

I was just teasing.

Sadece şaka yapıyordum.

Tom was only teasing.

Tom sadece alay ediyordu.

Tom liked teasing Mary.

Tom Mary'ye takılmayı severdi.

Tom stopped teasing me.

Tom benimle alay etmeyi bıraktı.

He kept teasing me.

O benimle alay etmeyi sürdürdü.

Tom enjoys teasing Mary.

Tom Mary'ye takılmaktan hoşlanıyor.

- Tom knows Mary is teasing.
- Tom knows that Mary is teasing.

Tom Mary'nin alay ettiğini biliyor.

I was just teasing you.

Sadece seninle alay ediyordum.

I'm not teasing their neighbors.

Onların komşularıyla alay etmiyorum.

Relax. He's just teasing you.

Gevşe. O sadece seninle alay ediyor.

Will you stop teasing me?

Beni rahatsız etmeyi kesecek misin?

Tom liked teasing his sister.

Tom, kız kardeşine takılmaktan hoşlanır.

Tom likes teasing his sister.

Tom kız kardeşini kızdırmaktan hoşlanır.

Mary liked teasing her brother.

Mary erkek kardeşini kızdırmaktan hoşlandı.

Mary likes teasing her brother.

Mary erkek kardeşini kızdırmaktan hoşlanır.

Stop teasing Tom like that.

Tom'la uğraşıp durma.

Stop teasing Mary like that.

Mary'yi o şekilde kızdırmaktan vazgeç.

Tom is just teasing you.

Tom sana takılıyor sadece.

Calm down; he's just teasing you.

Sakin ol; o sadece seninle alay ediyor.

Will you please stop teasing me?

Lütfen benimle alay etmeyi bırakır mısın?

Tom just wouldn't stop teasing Mary.

Tom Mary ile alay etmeye devam etmedi.

Tom seems to enjoy teasing Mary.

Tom Mary ile alay etmekten hoşlanıyor gibi görünüyor.

You said that you were just teasing.

Sadece alay ettiğini söyledin.

They've been teasing Tom about his accent.

Onlar Tom'un aksanıyla alay diyorlar.

Her playful teasing galvanized him into action.

Onun oynak alayı onu harekete geçirdi.

- Tom teased Mary.
- Tom was teasing Mary.

Tom Mary'ye şaka yollu takıldı.

- Tom likes to tease Mary.
- Tom likes teasing Mary.

Tom, Mary'ye takılmayı seviyor.

- Are you pulling my leg?
- Are you teasing me?

Benimle alay mı ediyorsun?

Stop teasing Mary. Can't you see she's going to cry?

Mary ile alay etmeyi kes. Onun ağlayacağını göremiyor musun?

- Tom kept making fun of me.
- Tom kept teasing me.

Tom benimle alay etmeye devam etti.

- Quit teasing me.
- Stop kidding me.
- Quit making fun of me.

Benimle dalga geçmeyi bırak.

Either you are teasing me or you are making fun of me.

Ya benimle dalga geçiyorsun ya da benimle alay ediyorsun.