Examples of using "Stylish" in a sentence and their turkish translations:
Burası çok şık değil.
Sanırım sen şıksın.
Bugün çok şıksın.
İtalyanlar çok şıklar.
Manuela'nın kıyafetleri çok şık.
O, güzel, şık ve iyi eğitimlidir.
Çok şıksın.
Tom, Boston'un en şık adamı seçildi.
Bu kulaklıklar hem şık hem de konforlu.
Onun o kostümün içinde şık göründüğünü kabul etmek zorundasın.