Translation of "Sneaked" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Sneaked" in a sentence and their turkish translations:

He sneaked up behind her.

O gizlice onun arkasına yaklaştı.

I sneaked up behind him.

Gizlice onun arkasına yaklaştım.

I sneaked up behind Tom.

Gizlice Tom'un arkasına yaklaştım.

I sneaked up behind her.

Arkasına saklandım.

She sneaked up behind me.

Gürültü yapmadan bana arkamdan yaklaştı.

He sneaked up behind him.

Saklanarak ona arkadan yaklaştı.

Tom sneaked up behind me.

Tom arkamdan gizlice yanaştı.

Tom sneaked into Mary's house.

Tom Mary'nin evine gizlice girdi.

Tom sneaked back into the room.

Tom gizlice odaya geri girdi.

Tom sneaked out of the office.

Tom gizlice bürodan çıktı.

Tom sneaked out the back door.

Tom arka kapıdan gizlice sıvıştı.

He sneaked around to the back door.

O, arka kapıdan gizlice içeri süzüldü.

Tom quietly sneaked out of the room.

Tom çaktırmadan odadan çıktı.

The cat sneaked up on the unsuspecting bird.

Kedi masum kuş üzerine sinsice yaklaştı.

Tom sneaked up behind Mary without being noticed.

Tom fark edilmeden sinsice Mary'nin arkasına yaklaştı.

- She sneaked into the room.
- She snuck into the room.

Gizlice odaya sokuldu.

- Tom sneaked into the room.
- Tom tiptoed into the room.

Tom gizlice odaya girdi.

- Tom sneaked up behind Mary.
- Tom snuck up behind Mary.

Tom Mary'ye gizlice yaklaştı.

- Tom snuck into Mary's office.
- Tom sneaked into Mary's office.

Tom Mary'nin ofisine gizlice girdi.

When the lecturer turned round, he sneaked out of the classroom.

Okutman döndüğünde o gizlice sınıftan kaçtı.

Those two men sneaked into the house and were seen by someone.

Şu iki adam eve gizlice girdi ve biri tarafından görüldü.

Tom sneaked up behind the guard and clobbered him with a monkey wrench.

Tom korumanın arkasına sinsice yaklaştı ve onu İngiliz anahtarıyla dövdü.

- Tom sneaked into a warehouse to steal spare parts.
- Tom snuck into a warehouse to steal spare parts.

Tom yedek parça çalmak için bir depoya gizlice girdi.

- He snuck up on him in the middle of the night.
- He sneaked up on him in the middle of the night.

- O gecenin yarısında ona gizlice yaklaştı.
- O gecenin ortasında ona sinsice yaklaştı.