Translation of "Shaking" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Shaking" in a sentence and their turkish translations:

Intelligence shaking.

Zekâ salınıyor.

Keep on shaking.

Sallamaya devam edin.

Tom is shaking.

Tom titriyor.

Tom started shaking.

Tom sallanmaya başladı.

Sarah was shaking.

Sarah titriyordu.

Your hands are shaking.

Ellerin titriyor.

Your hand is shaking.

Elin titriyor.

The ground started shaking.

Yer sarsılmaya başladı.

The house started shaking.

Ev sallanmaya başladı.

Tom's hands are shaking.

Tom'un elleri titriyor.

Tom is still shaking.

Tom hâlâ sarsıyor.

Tom started shaking uncontrollably.

Tom kontrolsüz bir şekilde titremeye başladı.

Why are you shaking?

Neden titriyorsun?

My hands are shaking.

Ellerim titriyor.

Women keep on shaking. (Laughter)

Kadınlar sallamaya devam edin

And my hands were shaking.

Ve ellerim titriyordu.

I noticed her hands shaking.

Onun ellerinin titrediğini fark ettim.

I am shaking with cold.

Soğuktan titriyorum.

My whole body was shaking.

Benim bütün vücudum titriyordu.

The whole house was shaking.

Tüm ev sallanıyordu.

Tom noticed Mary's hands shaking.

Tom Mary'nin ellerinin titrediğini fark etti.

He started shaking in fear.

Korku içinde titremeye başladı.

Sami started shaking and sweating.

Sami titreyip terlemeye başladı.

Sami's whole body was shaking.

Sami'nin bütün vücudu titriyordu.

The baby was shaking the rattle.

Bebek çıngırağı sallıyordu.

Don't you feel the house shaking?

Evin sallanışını hissetmiyor musun?

Her voice was shaking with anger.

Sesi öfkeden titriyordu.

His body was shaking in anger.

Vücudu öfkeyle sarsıldı.

Tom is shaking like a leaf.

Tom bir yaprak gibi titriyor.

He is shaking like a leaf.

O yaprak gibi esiyor.

I could feel the house shaking.

Evin sarsılmasını hissedebiliyordum.

- You're still shaking.
- You're still shivering.

Hâlâ titriyorsun.

I was shaking like a leaf.

Ben bir yaprak gibi titriyordum.

Tom was shaking like a leaf.

Tom yaprak gibi titriyordu.

Ladies, I don't see the Intelligence shaking.

Hanımlar, zekânın sallandığını göremiyorum.

A strong yen is shaking the economy.

Güçlü Yen, ekonomiyi sarsıyor.

Tom is shaking hands with the manager.

Tom yöneticiyle el sıkışıyor.

Tom is shaking salt on his salad.

Tom onun salatasına tuz serpiyor.

I am shaking salt on my omelette.

Ben omletime tuz serpiyorum.

What are you shaking your head for?

- Neden hayır diyorsun?
- Neden başını sağa sola sallıyorsun?
- Neden onaylamıyorsun?

Tom noticed that Mary's hands were shaking.

Tom, Mary'nin ellerinin titrediğini fark etti.

We were all shaking from the bitter cold.

Hepimiz şiddetli soğuktan titriyorduk.

I am shaking hands with my worst enemy.

En kötü düşmanımla el sıkışıyorum.

Tom Skeleton was shaking and trembling in every limb.

Tom Skeleton'un her organı sallanıyordu ve titriyordu.

I'll never forget shaking the President's hand last year.

Geçen yıl Cumhurbaşkanı ile tokalaştığımı asla unutmayacağım.

Tom's hands were shaking and his face was red.

Tom'un elleri titriyordu ve yüzü kızarmıştı.

Avoid close contact such as shaking hands and hugging.

Tokalaşma, sarılma gibi yakın temaslardan kaçının.

Whatsapp groups Face groups and Twitter started shaking with this

Whatsapp grupları Face grupları ve Twitter bununla çalkalanmaya başladı

I felt my hands shaking and my heart beating fast.

Ellerimin titrediğini ve kalbimin hızlıca çarptığını hissediyordum.

All the houses were shaking and alarms were ringing everywhere.

Tüm evler sallanıyordu ve her yerde alarmlar çalıyordu.

He's shaking his head as if he had water in his ears.

Kulaklarında su olduğu için kafasını sallıyor.

I ran to him and saw that he was shaking with fear.

Ona doğru koştum ve tir tir titrediğini gördüm.

He tried to maintain a calm expression, but his shaking hands betrayed him.

O, sakin bir ifadeyi sürdürmeye çalıştı, ama onun titreyen elleri ona ihanet etti.

In cases like these humans have no chance of shaking off a rampaging rhino.

insanların azgın bir gergedandan kurtulma şansı olmadığını söylüyor.

- What's going on?
- What is going on?
- What is happening?
- What's happening?
- What's shaking?

- Neler oluyor?
- Ne oluyor?

The two people were shaking hands heartily as if they had not seen each other for years.

Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı.

- What's going on?
- What is going on?
- What is happening?
- What's the matter?
- What gives?
- What's that about?
- What's the deal?
- What's shaking?

Ne var ne yok!