Translation of "Seeking" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Seeking" in a sentence and their turkish translations:

He is seeking employment.

İş arıyor.

They are seeking jobs.

Onlar iş arıyorlar.

Tom isn't seeking asylum.

Tom sığınma aramıyor.

Seeking pleasure, like tasty food,

Lezzetli şeyler yerken olduğu gibi, haz aramak

They are still seeking evidence.

Onlar hala kanıt arıyorlar.

They are seeking a solution.

Bir çözüm arıyorlar.

She is seeking my advice.

O benim tavsiyemi öğrenmeye çalışıyor.

She is seeking a job.

O bir iş arıyor.

Mary is seeking a job.

Mary bir iş arıyor.

He was seeking re-election.

O, yeniden seçilmenin peşinde koşuyordu.

He is seeking a job.

O bir iş arıyor.

I am seeking a job.

Ben bir iş arıyorum.

I came here seeking justice.

- Buraya adalet istemek için geldim.
- Buraya adalet istemeye geldim.
- Buraya adalet aramak için geldim.

He is seeking a new position.

- Yeni bir görev arıyor.
- Yeni bir iş arıyor.

He is seeking a good job.

O iyi bir iş arıyor.

I'm seeking a solution even now.

Şimdi bile bir çözüm arıyorum.

You are seeking jobs, aren't you?

İş arıyorsunuz, değil mi?

Refugees in Africa are seeking help.

Afrikadaki mülteciler yardım arıyorlar.

Fadil was seeking love and companionship.

Fadıl sevgi ve arkadaşlık arıyordu.

Especially refugees seeking help at our borders,

sınırlarımızda yardım arayan mülteciler olmak üzere

They went out to Australia seeking gold.

Avustralya'ya altın bulmak arzusuyla gittiler.

- I'm looking for answers.
- I'm seeking answers.

Ben yanıt arıyorum.

You are seeking a job, aren't you?

Bir iş arıyorsun, değil mi?

We need people to feel comfortable seeking them.

insanların tedaviye başlama konusunda rahat hissetmelerine ihtiyaç duyarız.

Flares are used to avoid heat-seeking missiles.

Fişekler ısı arayan füzeleri önlemek için kullanılır.

Martin Luther King spent his life seeking justice.

Martin Luther King hayatını adalet arayarak geçirdi.

I've been seeking an answer to your question.

Soruna bir cevap arıyorum.

On the other side you have artists seeking funding,

Diğer yandan finansman arayan sanatçılar

The United States is seeking extradition of Julian Assange.

Amerika Birleşik Devletleri Julian Assange'ın iadesini istiyor.

Tom is a young man seeking direction in life.

Tom, hayatına yön vermeye çalışan bir genç adam.

I am just a wanderer, seeking purity of the soul.

Ben sadece bir gezginim, bir ruhun saflığını arıyorum.

- He is looking for a job.
- He is seeking employment.

- İş arıyor.
- İş bakıyor.

Electric power companies are seeking to reduce their use of coal.

Elektrik enerjisi şirketleri kömür kullanımlarını azaltmaya çalışıyor.

Janet was seeking for fame in the world of show business.

Janet, gösteri işi dünyasında şöhret arıyordu.

I am seeking a person who can write a personal computer manual.

Bilgisayar kullanma kılavuzu yazabilen bir kişi arıyorum.

It's important not to change or discontinue medication without seeking medical advice.

Tıbbi yardım almadan ilacı değiştirmemek ya da durdurmamak önemlidir.

Believe those who are seeking truth and doubt those who have found it.

Gerçeği arayanlara inan ve onu bulanlardan kuşkulan.

- We are seeking jobs.
- We are looking for work.
- We're looking for jobs.

İş arıyoruz.

Vampire bats are most active on the darkest nights. Seeking blood in the blackness.

Vampir yarasalar en çok en kara gecelerde harekete geçer. Karanlıkta kan peşindedirler.

If you're seeking information about the Esperanto movement in Indonesia, please visit the webpage.

Endonezya'daki Esperanto hareketi hakkında bilgi arıyorsanız, lütfen web sayfasını ziyaret edin.

But that when he sailed to England seeking further fame and riches, he was shipwrecked

Ama daha fazla şöhret ve zenginlik arayışıyla İngiltere'ye gittiğinde

- He is looking for a job.
- He is seeking employment.
- He is after a job.

O bir iş arıyor.

Well, you should be, because what Amazon is seeking to dominate the market and as Amazon

Şaşırmalısınız çünkü Amazon piyasayı domine etmek istiyor ve genelde yaptıkları gibi

And, of course, an orangutan is seeking to live and survive in the environment which has been destroyed and may seek to defend itself.

orangutan da yok edilen doğal ortamında hayatta kalmaya çalıştığı için kendini savunabiliyor.

- Tom is seeking a job.
- Tom's looking for work.
- Tom is hunting for a job.
- Tom is looking for a job.
- Tom is job hunting.
- Tom is looking for work.

Tom bir iş arıyor.