Translation of "Seafood" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Seafood" in a sentence and their turkish translations:

I like seafood.

Deniz ürünlerini seviyorum.

He likes seafood.

O, deniz ürünlerini seviyor.

Tom likes seafood.

Tom deniz ürünlerini sever.

She likes seafood.

O, deniz ürünlerini seviyor.

Mary likes seafood.

Mary deniz ürünlerini seviyor.

We like seafood.

Biz deniz ürünlerini seviyoruz.

They like seafood.

Onlar deniz ürünlerini seviyorlar.

Tom requested seafood.

Tom deniz ürünlerini istedi.

I really like seafood.

Ben gerçekten deniz ürünlerini severim.

We both like seafood.

İkimiz de deniz ürünlerinden hoşlanırız.

I like eating seafood.

Deniz ürünleri yemeyi severim.

I'm allergic to seafood.

Deniz ürünlerine alerjim var.

Tom seldom eats seafood.

Tom nadiren deniz ürünü yer.

I seldom eat seafood.

Ben nadiren deniz ürünleri yerim.

Do you like seafood?

Deniz ürünlerini sever misin?

Tom is allergic to seafood.

- Tom'un deniz ürünlerine alerjisi vardır.
- Tom'un deniz ürünlerine karşı alerjisi var.

I developed an aversion toward seafood.

Deniz ürünlerine karşı bir isteksizlik geliştirdim.

What's your favorite type of seafood?

Favori deniz ürünü türün nedir?

I would like marinated fish and seafood.

Ben marine edilmiş balık ve deniz ürünü istiyorum.

Have you eaten seafood? Shellfish, let's say.

Deniz ürünleri yedin mi? Diyelim ki, kabuklu deniz hayvanı.

I think I'm sick from the seafood.

Sanırım deniz ürünlerinden bıktım.

We glutted ourselves with lobsters and other seafood.

Istakoz ve diğer deniz gıdalarıyla karnımızı şişirdik.

This is the best seafood restaurant in the neighborhood.

Bu, semtteki en iyi deniz ürünleri restoranı.

- I have not eaten any seafood since the recent oil spill.
- I haven't eaten any seafood since the recent oil spill.

Son petrol sızıntısından beri hiç deniz ürünü yemedim.

Plastic enters human bodies when we eat seafood containing microfibers.

Mikrofiber içeren deniz canlılarını yediğimizde plastik insan vücuduna girer.

Sami built a small fortune with his popular seafood restaurant.

Sami, popüler deniz ürünleri restoranı ile küçük bir servet kazandı.

It is the best fish and seafood restaurant in the city.

- O, şehirdeki en iyi balık ve deniz ürünleri restoranıdır.
- Kentteki en iyi balık ve deniz ürünleri restoranıdır.

This is by far the best seafood restaurant in this area.

Bu, bu bölgede bugüne kadar en iyi deniz ürünleri restoranıdır.

Every now and then if I touched a certain kind of seafood or something,

Bazen bir deniz mahsulüne dokunduğumda

Like these, which scientists found in a piece of fish they bought at a seafood market.

Bilim insanlarının deniz ürünleri mağazasından aldıkları bir balıkta buldukları gibi.