Examples of using "Runner" in a sentence and their turkish translations:
Koşucuyum.
Koşucuyum.
Ben en hızlı koşucuyum.
O bir koşucu.
Sen hızlı bir koşucusun.
Tony hızlı bir koşucu.
O, yavaş bir koşucu.
- O hızlı koşucu.
- O hızlı bir koşucu.
Ben bir maraton koşucusu değilim.
Naoko hızlı bir koşucudur.
Tom en iyi koşucudur.
Tom iyi bir koşucu.
İyi bir koşucu değilim.
Ben en hızlı koşucuyum.
- Tom hızlı bir koşucu.
- Tom hızlı bir koşucudur.
Çok hızlı bir koşucusun.
En iyi koşucu o.
Tom gerçekten iyi bir koşucu olabilir.
Tom çok iyi bir koşucu.
Koşucu zorlukla nefes alıyordu.
Tom çok yetenekli bir koşucudur.
- Anketlere göre favori Tom.
- Tom anketlerde önde.
Bayan Kanda çok hızlı bir koşucudur.
O, o zaman güçlü, hızlı bir koşucuydu.
Ben dünyadaki en hızlı koşucuyum.
Atlet koşu parkurunda koşuyor.
Koşucuyum.
Tom hızlı koşucu, değil mi?
Sami çok hızlı bir koşucu değildir.
Birinin koşucu olduğunu nasıl bilirsin?
- O, dünyanın en hızlı koşucusu.
- O, dünyadaki en hızlı koşucudur.
Tom bizim sınıfta en hızlı koşucu.
Tom sınıfında en hızlı koşucu.
- Tom takımımızdaki en hızlı koşucudur.
- Tom takımımızdaki en hızlı koşucu.
Bu iş için en kuvvetli aday Tom.
Koşucu yerin içindeki deliğin üzerinden zıpladı.
Yeraltı şehrinden kaçan atlet sen misin?
En hızlı koşucu 9 saniyede 100 metre koşamaz.
Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
Tom şimdiye kadar olduğumdan çok daha hızlı bir koşucu.
Tom şimdiye kadar sınıfın en hızlı koşucusu oldu.
Jane iyi bir koşucu olmasa da, o çok hızlı yüzebilir.
''Judge Dredd'' veya ''Bıçak Sırtı''nın bir versiyonu olacaktı.
O elinden geleni yaptı ama kısa sürede böyle bir hızlı atlet ile rekabet edemeyeceğini gördü.