Examples of using "Rub" in a sentence and their turkish translations:
- Asıl sorun şu ki.
- Sıkıntı şurada ki.
Omuzlarımı ovala.
Onu ısrarla tekrarlama.
Omuzlarımı ovalayabilir mısın?
Sırtımı ovalayabilir misin?
Tom'un sırtını alkol ile ovun.
Omuzlarımı ovar mısın?
Bu kelimeleri silginle sil.
Tom onu tekrar tekrar söylemek zorunda değildi.
Buraya gel. Arkanı ovalayacağım.
Ellerin kirliyken asla gözlerini ovma.
Sırtınızı ovmamı ister misiniz?
Bana biraz güneş losyonu sürer misin?
Sırtıma biraz losyon sürer misin?
Ovalayın, rahatlayın
Bir acı biber kestikten sonra asla gözlerini ovma.
Ateşi başlatmak için iki çubuğu birlikte sürtün.
Çocuklar yorgun olduklarında sık sık gözlerini ovarlar.
Ellerimizi birlikte ne kadar hızlı ovarsak, onlar o kadar ısınırlar.
Habanero biberlerini kestikten sonra gözlerini ovalamamak için dikkatli ol.
- Hata yaptığımı biliyorum ama kafama kakmana gerek yok!
- Yanlışım olduğunun farkındayım ama başıma kakmana gerek yok!
- Hata yaptığımı biliyorum ama kafama kakmana gerek yok!
- Yanlışım olduğunun farkındayım ama başıma kakmana gerek yok!
Ayaklarımın arkasını yumuşatmak için ponza taşı ile ovarım.
Omuzlarına masaj yapmamı ister misin?