Translation of "Rely" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Rely" in a sentence and their turkish translations:

Don't rely on him.

Ona güvenmeyin.

Don't rely on others.

Diğerlerine güvenme.

I rely on Tom.

Tom'a güveniyorum.

Don't rely on Tom.

Tom'a güvenme.

I rely on Ken.

- Ben Ken'e güveniyorum.
- Ken'e güveniyorum.

- You should not rely on others.
- You shouldn't rely on others.

Başkalarına güvenmemelisiniz.

That we can rely upon,

dış koşullardan bağımsız olarak

They rely on the foodbank.

Onlar gıda bankasına güvenirler.

You can rely on me.

Bana güvenebilirsiniz.

You can't rely on him.

Ona güvenemezsiniz.

You can't rely on Tom.

- Tom'a güvenemezsin.
- Tom'a güvenemezsiniz.

You cannot rely on politicians.

Siz politikacılara güvenemezsiniz.

My children rely on me.

Çocuklarım bana güveniyor.

Don't rely on him much.

Ona çok güvenmeyin.

You should rely on yourself.

Kendine güvenmelisin.

We can rely on them.

Onlara güvenebiliriz.

We can rely on him.

Ona güvenebiliriz.

We can rely on her.

Ona güvenebiliriz.

You can rely on Jack.

Jack'e güvenebilirsiniz.

Can I rely on you?

Sana güvenebilir miyim?

We can rely on Tom.

Tom'a güvenebiliriz.

I rely on your promise.

Sözüne güveniyorum.

Can we rely on Tom?

Tom'a güvenebilir miyiz.

I can rely on Tom.

Ben Tom'a güven duyabilirim.

- I knew I could rely on you!
- I knew I could rely on you.

Sana güvenebileceğimi biliyordum.

- Tom is someone you can rely on.
- Tom is somebody you can rely on.

Tom güvenebileceğin biridir.

They must rely on other senses.

Onlar başka duyularına güvenmelidir.

You can certainly rely on him.

Kesinlikle ona güvenebilirsiniz.

We can rely on his judgement.

Biz onun kararına güvenebiliriz.

Don't rely too much on others.

Diğerlerine çok fazla güvenme.

You can always rely on me.

Bana her zaman güvenebilirsin.

You can always rely on them.

Her zaman onlara güvenebilirsiniz.

You can always rely on Tom.

Her zaman Tom'a güvenebilirsin.

You can always rely on him.

Her zaman ona güvenebilirsin.

You can always rely on her.

Her zaman ona güvenebilirsin.

Chess does not rely on chance.

Satrançta şansa güvenilmez.

You can rely on my support.

Sen benim desteğime güvenebilirsin.

You can't rely on this machine.

Bu makineye güvenemiyorum.

Choose friends you can rely on.

Güvenebileceğin arkadaşlar seç.

Tom can't rely on Mary's help.

Tom, Mary'nin yardımına güvenemez.

I couldn't rely on Tom judgment.

Tom'un kararına güvenemezdim.

Don't rely on what he says.

Onun söylediğine güvenme.

We can rely on Tom's judgement.

Tom'un kararına güvenebiliriz.

- He is the man you can rely on.
- He's a man you can rely on.

O, güvenebileceğin bir insandır.

- I would like you to rely on me.
- I'd like you to rely on me.

Bana güvenmeni istiyorum.

Does Tom still rely on his parents?

- Tom hâlâ ebeveynlerine güveniyor mu?
- Tom geçimini hala ebeveynlerinden mi sağlıyor?

You can rely on his proven ability.

- Onun kanıtlanmış yeteneğine güvenebilirsin.
- Bu konuda yeteneğini kanıtlamış biridir, ona güvenebilirsin.

You can rely upon his being punctual.

Onun dakik olmasına güvenebilirsin.

He's a man you can rely on.

O, güvenebileceğin bir insandır.

Tom doesn't like to rely on others.

Tom başkalarına güvenmeyi sevmez.

I rely on you to help him.

Ona yardım ettiğine inanıyorum.

I need people I can rely on.

Güvenebileceğim insanlara ihtiyacım var.

Don't rely too much on your guidebook.

Rehber kitabına çok güvenme.

You shouldn't rely on other people's help.

Diğer insanların yardımına güvenmemelisiniz.

We can not rely on her kindness.

Onun nezaketine güvenemezsin.

Tom isn't someone you can rely on.

Tom güvenebileceğin biri değil.

I don't like to rely on others.

Başkalarına güvenmek hoşuma gitmiyor.

Does he still rely on his parents?

Hala ebeveynlerine bağımlı mı yaşıyor?

For those who rely on ventilators to breathe,

Nefes almak için ventilatörlere ihtiyacı olanlar için

They rely on excellent hearing to sense danger.

Tehlikeyi sezmek için duyma yetilerine güvenirler.

He is a man you can rely upon.

O, güvenebileceğin bir adamdır.

You can't rely on me in this matter.

Bu konuda bana güvenemezsiniz.

I don't have anyone else to rely on.

Benim güvenecek başka kimsem yok.

- Tom is reliable.
- You can rely on Tom.

Tom'a güvenebilirsin.

But he can’t rely on that support alone...

Ama o sadece bu desteğe bel bağlamıyor ...

You may rely on my coming in time.

Zamanında geleceğime güvenebilirsiniz.

You can rely on their coming on time.

Onların zamanında geleceğine inanabilirsin.

Tom didn't want to rely on anyone else.

- Tom başka birine güvenmek istemedi.
- Tom başkasına güvenmek istemedi.

- I know you can rely on him for transportation.
- I know that you can rely on him for transportation.

Ulaşım için ona güvenebileceğinizi biliyorum.

I'll have to rely on you from now on.

Bundan sonra sana güvenmek zorunda kalacağım.

Tom is the only one we can rely on.

Tom güvenebileceğimiz tek kişidir.

Do you still think you can rely on Tom?

Hâlâ Tom'a güvenebileceğini düşünüyor musun?

The only person you can rely on is yourself.

Güvenebileceğin tek kişi kendinsin.

You shouldn't rely too heavily on the weather report.

Hava durumuna bu kadar güvenmemelisin.

Tom can rely on Mary to be on time.

Tom Mary'nin zamanında geleceğine güvenebiliyor.

- I don't think we should rely on Tom too much.
- I don't think that we should rely on Tom too much.

Bizim Tom'a çok fazla güvenmemiz gerektiğini sanmıyorum.

- You can rely on him.
- You can count on him.

Ona güvenebilirsiniz.

- Can I rely on you?
- Can I count on you?

Sana güvenebilir miyim?

- You can rely on me.
- You can count on me.

Bana güvenebilirsin.

We rely on Patty because she never breaks her promises.

Biz patty'ye sözünden asla dönmediği için güveniriz.

- Don't rely on his help.
- Don't count on his help.

Onun yardımına güvenme.

I always rely on him in case there's a problem.

Bir sorun olması durumunda her zaman ona güvenirim.

We need a group of people we can rely on.

Güvenebileceğimiz bir grup insana ihtiyacımız var.

The only person you can really rely on is yourself.

Gerçekten güvenebileceğin tek kişi kendinsin.

- He cannot be relied on.
- You can't rely on him.

Ona güvenemezsiniz.

- I know that I can count on you.
- I know I can rely on you.
- I know that I can rely on you.

Sana güvenebileceğimi biliyorum.

- Tom is a man you can rely on.
- Tom is a man you can trust.
- Tom is a man that you can rely on.

Tom güvenebileceğin bir adamdır.

“Investors still overwhelmingly rely on Standard & Poor’s, Moody’s and Fitch when

( Yatırımcılar, hala büyük çoğunlukla bono ve ya tahvil alırken Standard &Poor’s,

- Don't rely on what he says.
- Don't trust what he says.

Onun söylediğine güvenme.

Can I rely on you to be here on time tomorrow?

Yarın zamanında burada olacağın konusunda sana güvenebilir miyim?

- Don't trust Tom.
- Don't count on Tom.
- Don't rely on Tom.

Tom'a güvenme.

I guess I never realized how much I rely on Tom.

Sanırım Tom'a ne kadar güvendiğimi hiç fark etmedim.

Nuclear power plants rely upon the fission of uranium to generate heat.

Nükleer enerji santralleri, ısı üretmek için uranyum fizyonuna dayanır.

- You can't rely on his help.
- You can't count on his help.

Onun yardımına güvenemezsin.

You can't rely on medicine alone if you want to get well.

İyileşmek istiyorsan yalnız tıpa güvenemezsin.

You cannot rely upon Jim's words since he tries to please everybody.

O herkesi memnun etmeye çalıştığı için Jim'in sözlerine güvenemezsin.

And people say “oh well, can’t rely on those for history, they’re fiction!”

Ve insanlar "pekala, bunlara tarih için güvenemezsin, onlar kurgu!" Diyorlar.

You're the only person I can rely on in this kind of situation.

Bu tür durumda güvenebileceğim tek kişi sensin.