Examples of using "Rainbow" in a sentence and their turkish translations:
- Gökkuşağı yedi renklidir.
- Gökkuşağının yedi rengi vardır.
Ne güzel bir gökkuşağı!
Tom üçlü bir gökkuşağı gördü.
- Hiç gökkuşağı görmedim.
- Asla bir gökkuşağı görmedim.
- Gökkuşağı yedi renklidir.
- Gökkuşağının yedi rengi vardır.
Gökkuşağı Köprüsü ne kadar uzun?
- Gökkuşağı doğal bir olaydır.
- Gökkuşağı bir doğa olayıdır.
Bugün gökkuşağını gördün mü?
Hiç gökkuşağı gördün mü?
Bu sabah gökkuşağını gördünüz mü?
Yeni köprüye Rainbow Bridge adı verildi.
Oh, bak, Diana, ne güzel bir gökkuşağı!
Gökkuşağı gökyüzünde bir kavis oluşturur.
Gökkuşağının bütün renkleri siyahtır.
Güzel bir gökkuşağı gördü ve mutlu oldu.
Bir gökkuşağı belirmeden önce, hemen hemen yağmur durmuştu.
Pencereden dışarı bakarken bir gökkuşağı gördüm.
Biraz yağmur olmadan bir gökkuşağın olamaz.
Oh, bak, bak! Orada büyük bir gökkuşağı var!
Gökkuşağında kaç renk görüyorsun?
Yağmur durur durmaz güzel bir gökkuşağı çıktı.
Bir gökkuşağı gökyüzünde yedi renkli kemerdir.
Yağmur durur durmaz güzel bir gökkuşağı çıktı.
Bir gökkuşağında spektrum renklerini görebilirsiniz.
Bir gökkuşağı doğanın en güzel olaylarından biridir.
Kadın, bir gökkuşağıydı. Ve adam? O renk körüydü!
Yani şimdi bu alanda en az 20 tane gökkuşağı alabalığı vardır.
Bir gökkuşağı kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, çivit ve mordan oluşur.
Aşırılığa karşı ithaf edilmiş günün sloganı, "kahverengi yerine gökkuşağı renkleri" idi.
Gökkuşağının görünür renkleri kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, çivit ve mordur.
Yağmurlu bir sabahtan sonra bulutlar aniden ayrıldı ve gökyüzünde bir çift gökkuşağı göründü.
Anladığım kadarıyla gökkuşağı görmek istiyorsanız yağmura katlanmak zorundasınız.