Examples of using "Ought" in a sentence and their turkish translations:
İnsanlar çalışmalı.
Biz kazanmalıyız.
Bu yardımcı olmalı.
Tom'un bilmesi gerekiyor.
- Gitmeli miyim?
- Gitmem gerekiyor mu?
Sen bilmelisin.
Sen çalışmalısın.
Bu yardımcı olmalıdır.
Tom kazanmalı.
Tom özür dilemeli.
Kendinden utanmalısın.
Tom sigara içmeyi bırakmalı.
Bana güvenmelisin.
Mutlu olmalısınız.
Biri bir şey söylemek zorunda.
Bunu denemelisin.
Bu iyi olmalı.
Tom güvenilir olmalı.
Tom Mary'ye yardım etmeli.
Gerçekten gitmeliyim.
Gerçekten işi bırkman gerekiyor.
O onu yapmalı.
Biz şimdi gitmeliyiz.
Bu basit olmalı.
Ona yardım etmelisin.
Biraz daha pratik yapmalısın.
Tom'un burada kalması gerekir.
Sen sigara içmeye son vermelisin.
Bu eğlenceli olmalı.
Bunu bilmelisin.
Yasalar adil olmalı.
Daha iyi bilmen gerekiyor.
Sonuçları olması gerekir.
Tom onu yapmamalı.
Tom Boston'u ziyaret etmeli.
Onu yapmamalısın.
Ben bunu yapmalıyım.
Bilmen gerektiğini düşündüm.
Tom kazanmam gerektiğini söyledi.
O yardımcı olmalı.
Bir diş hekimini ziyaret etmen gerekiyor.
Onu görmeliydin.
İngilizceyi yüksek sesle okumalısın.
Daha yavaş yemelisin.
Böyle bir insan başarılı olmalıdır.
Sözünü tutmalısın.
Yarın hava iyi olmalı.
Tom onu yapmayı durdurmalı.
Fiyatlar kısa sürede düşmeli.
Komşularını sevmelisin.
Bu gece dışarı çıkmalıyız.
Başkan mahcup olmalı.
Birisinin Tom'la konuşması gerekiyor.
Oraya gitmek zorundayız.
Sen bir kitap yazmalısın.
Bir ara bunu denemelisin.
Bu yeterince iyi olmalı.
Boynunu kırmam gerekiyor.
Öğrencilerin daha fazla çalışması gerekiyor.
Onun yerine kitaplar okumalısın.
Biz birbirimize yardımcı olmalıyız.
Bilmeliyim, değil mi?
- Sanırım dinlemelisin.
- Sanırım dinlemen gerekiyor.
- Dinlemen gerektiğini düşünüyorum.
- Bence dinlemelisin.
- Bana kalırsa dinlemelisin.
- Gerçekten daha çok çalışmalısın.
- Gerçekten daha çok çalışman gerekiyor.
Belki Tom'a sormalıyız.
Biz birbirimizi sevmeliyiz.
Tom daha çok çalışmalıydı.
Onu kaybetmemelisin.
Daha sık gülümsemelisin.
- Bu seni neşelendirmeli.
- Bu sizi neşelendirmeli.
- Bu sizi keyiflendirmeli.
- Bu seni keyiflendirmeli.
Biri onlarla konuşmalı.
Biri onunla konuşmalı.
Biri onunla konuşmalı.
Belki onlara sormalıyız.
Belki ona sormalıyız.
Belki de ona sormamız gerekir.
Sen bir şey yapmış olmalısın.
Ben daha iyi bilmeliydim.
Her vatandaşın onlara yardım etmesi gerekir.
Aileniz onu bilmeli.
Biz yasaya itaat etmeliyiz.
Gitmen gerektiğini düşünüyorum.
O, buraya varmalıydı.
Ona inanmamalısın.
Sanırım özür dilemeliyim.
Bunu tahmin etmeliydim.
- Bence gitmelisin.
- Bence gitmen gerekir.
Bunu yapmayı bırakmalısın.
Tom, Fransızca konuşmalıydı.
Biraz rahatlamalısınız.
Tom Boston'a gitmeli.
Sanırım yüzmemelisin.
Sanırım beklemelisin.
Tom Mary'nin kazanması gerektiğini söylüyor.
Tom'un bir mola vermesi gerekiyor.
- Tom, Mary ile gitmeli.
- Tom'un Mary ile gitmesi gerekiyor.
- Tom şimdi eve gitmeli.
- Tom'un şimdi eve gitmesi gerekiyor.