Translation of "Organic" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Organic" in a sentence and their turkish translations:

Organic food tastes better.

Organik gıdanın tadı daha iyidir.

Organic food is healthier.

Organik gıda daha sağlıklıdır.

(SG) Alexa, buy organic foods.

(SG) Alexa, organik yiyecekler al.

She majors in organic chemistry.

O asıl branş olarak organik kimya okuyor.

I buy only organic products.

Sadece organik ürünler alırım.

Tom only eats organic food.

Tom sadece organik gıda yer.

He only eats organic food.

Sadece organik gıdalar yer.

This solution mixes with organic compounds

Bu çözelti organik bileşenlerle karışır

My friend only eats organic food.

Arkadaşım sadece organik yemek yiyor.

Organic food is usually more expensive.

Organik gıda genellikle daha pahalıdır.

Ammonium carbonate is an organic compound.

Amonyum karbonat, organik bir bileşiktir.

Salicylic acid is an organic compound.

Salisilik asit, bir organik bileşiktir.

- Tom says that he only eats organic food.
- Tom says he only eats organic food.

- Tom sadece organik gıda yediğini söylüyor.
- Tom diyor ki sadece organik gıda yiyormuş.

- Is eating organic food worth the money?
- Is eating organic food worth what it costs?

Organik gıda yemek maliyetine değer mi?

Complex organic molecules in interstellar dust clouds,

yıldızlar arası toz bulutlarında karmaşık organik moleküller,

Organic chicken manure is high in nitrogen.

Organik tavuk gübresi, azotça zengindir.

The local supermarket has an organic section.

Yerel süpermarketin organik bir bölümü var.

This grocery store only sells organic food.

Bu bakkal sadece organik gıda satıyor.

Organic matter is formed by large molecules.

Organik madde büyük moleküller tarafından oluşturulmaktadır.

Is eating organic food worth the money?

Organik gıda yemek paraya değer mi?

Tom and Mary own a small organic farm.

Tom ve Mary küçük bir organik çiftliğe sahip.

Tom and Mary have a small organic farm.

Tom ve Mary'nin küçük bir organik çiftliği var.

Organic vegetables are popular because they're safe and tasty.

Organik sebzeler güvenli ve lezzetli oldukları için popülerdir.

Throw the egg shells in the organic rubbish bin.

Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.

Carbon dioxide. It results from the decomposition of organic matter in

. Organik maddenin oksijensiz ortamlarda ayrışmasından kaynaklanır

Organic agriculture is a method of growing plants (grains, legumes, fruit) without chemicals.

Organik tarım kimyasallar olmadan bir bitkileri (tahıllar, baklagiller, meyve) yetiştirme yöntemidir.

Tom opened a new organic wine and wrote a scathing review about it online.

Tom yeni bir organik şarap açtı ve internette onun hakkında iğneli bir eleştiri yazdı.