Examples of using "Obstinate" in a sentence and their turkish translations:
Tom inatçıydı.
Sen inatçısın.
Tom oldukça inatçı.
Tom inatçı olduğumu söylüyor.
Tom inatçıydı.
Tom'un inatçı olduğunu düşünüyorum.
Tom'un inatçı olduğunu biliyorum.
Bazen inatçı olduğumu biliyorum.
Tom genellikle bu kadar inatçı değil.
O, dikkafalı bir kız.
Tom inatçı bir çocuk.
Tom oldukça dik kafalı, değil mi?
Tom inatçı.
- Tom inatçıdır ama Mary değildir.
- Tom dik kafalıdır ama Mary değildir.
- Tom oldukça inatçı, değil mi?
- Tom oldukça inatçı davranıyor, değil mi?
Tom Mary'nin muhtemelen inatçı olacağını söyledi.
- O inatçı.
- O inatçıdır.
Büyüdükçe daha inatçı oldu.
İnsanlar seni hiç dik başlı olarak suçlar mı?
Tom çok inatçı.
Tom'un bu kadar inatçı olacağını sanmıyordum.
O, kalın kafalı bir kızdır.
Tom makul düşünüşlüydü.
Tom inatçı kalır.
Tom dik kafalı, değil mi?
Şu ana kadar gördüğüm en inatçı çocuk.
İnatçıydı ama diğer yandan güvenilirdi.
Tom ve Mary ikisi de inatçı, değil mi?
Neden bu kadar inatçı oluyorsun?