Translation of "Mistaken" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Mistaken" in a sentence and their turkish translations:

- You're mistaken.
- You are mistaken!

Hatalısın!

- Tom's mistaken.
- Tom is mistaken.

Tom yanılıyor.

I'm mistaken.

Ben yanılıyorum.

- I am often mistaken.
- I'm often mistaken.

Ben sık sık yanılırım.

- Tom may be mistaken.
- Tom might be mistaken.

Tom hatalı olabilir.

- I think you are mistaken.
- I think you're mistaken.
- I think that you're mistaken.

Bence hatalısın.

We were mistaken.

- Biz hatalıydık.
- Yanılmışız.

You're sadly mistaken.

Ne yazık ki yanılıyorsun.

You're quite mistaken.

Oldukça yanılıyorsun.

Tom was mistaken.

Tom yanılmıştı.

I'm not mistaken.

Yanılmıyorum.

Tom isn't mistaken.

Tom hatalı değil.

You're probably mistaken.

Muhtemelen yanılıyorsun.

Am I mistaken?

Yanılıyor muyum?

I was mistaken.

Yanıldım.

- I'm afraid you're mistaken.
- I'm afraid that you're mistaken.

Korkarım ki yanılıyorsun.

- You are mistaken about that.
- You're mistaken about that.

Onun hakkında yanılıyorsun.

- I think you are mistaken.
- I think you're mistaken.

Yanıldığını düşünüyorum.

- Tom could've been mistaken.
- Tom could have been mistaken.

Tom yanılmış olabilirdi.

- I could've been mistaken.
- I could have been mistaken.

Ben yanılmış olabilirim.

- I must've been mistaken.
- I must have been mistaken.

Yanılmış olmalıyım.

- Tom has to be mistaken.
- Tom must be mistaken.

Tom yanılmış olmalı.

- Tom must've been mistaken.
- Tom had to have been mistaken.
- Tom must have been mistaken.

Tom yanılmış olmak zorundaydı.

- Tom is wrong.
- Tom's mistaken.
- Tom's wrong.
- Tom is mistaken.

- Tom hatalıdır.
- Tom hatalı.

The ancients were mistaken.

atalarımız yanılıyorlardı.

Your policy is mistaken.

Senin politikan yanlış.

He is sadly mistaken.

Ne yazık ki yanılmıştır.

Perhaps she is mistaken.

Belki hatalıdır.

You must be mistaken.

Sen yanılmış olmalısın.

I'm sure you're mistaken.

Yanıldığına eminim.

Maybe we're both mistaken.

Belki ikimiz de yanılıyoruz.

Everyone can be mistaken.

- Herkes yanılabilir.
- Herkes hatalı olabilir.

Clearly you are mistaken.

- Açıkçası yanılıyorsun.
- Belli ki yanılıyorsun.

You won't be mistaken.

Hata yapmayacaksın.

You were clearly mistaken.

Sen açıkça hatalıydın.

You could be mistaken.

Yanılabilirsin.

Boy, was I mistaken.

Yanılmışım ya.

Maybe Tom was mistaken.

Belki de Tom hatalıydı.

Perhaps you are mistaken.

Belki hatalısınızdır.

I could be mistaken.

Yanılabilirim.

Tom was obviously mistaken.

Tom açıkça yanılıyordu.

Tom is seriously mistaken.

Tom cidden hatalı.

That's a mistaken belief.

O yanlış bir inanış.

Let's hope you're mistaken.

Senin yanıldığını umalım.

Perhaps I am mistaken.

Belki de ben hatalıyım.

I believe you're mistaken.

Senin yanlış olduğuna inanıyorum.

I'm afraid you're mistaken.

Korkarım ki yanılıyorsun.

- I hope that Tom wasn't mistaken.
- I hope Tom wasn't mistaken.

Tom'un yanılmadığını umuyorum.

- Tom said Mary was mistaken.
- Tom said that Mary was mistaken.

Tom Mary'nin hatalı olduğunu söyledi.

- I think Tom is mistaken.
- I think that Tom is mistaken.

Tom'un hatalı olduğunu düşünüyorum.

- I know that I was mistaken.
- I know I was mistaken.

Hatalı olduğumu biliyorum.

- Tom said he was mistaken.
- Tom said that he was mistaken.

Tom hatalı olduğunu söyledi.

- Tom thought Mary was mistaken.
- Tom thought that Mary was mistaken.

Tom Mary'nin hatalı olduğunu düşündü.

- Tom thinks Mary is mistaken.
- Tom thinks that Mary is mistaken.

Tom Mary'nin hatalı olduğunu düşünüyor.

- Tom admitted that he'd been mistaken.
- Tom admitted he'd been mistaken.

Tom yanıldığını itiraf etti.

- They said they were mistaken.
- They said that they were mistaken.

Yanıldıklarını söylediler.

- It appears that you are all mistaken.
- It appears that you're all mistaken.
- It appears you're all mistaken.

Hepiniz hatalısınız gibi görünüyor.

- It appears to me you are mistaken.
- It appears to me you're mistaken.
- It appears to me that you're mistaken.

Bana öyle geliyor ki sen hatalısın.

I guess I was mistaken.

Galiba hatalıydım.

I think they were mistaken.

Ben onların hatalı olduklarını düşünüyorum.

Tom was mistaken, of course.

Tom elbette hatalıydı.

I wish I were mistaken.

Keşke yanılsam.

I believe you are mistaken.

Senin yanlış olduğunu düşünüyorum.

I may have been mistaken.

Yanılmış olabilirim.

I think you are mistaken.

Hata yaptığınıza inanıyorum.

I hope Tom isn't mistaken.

Umarım Tom yanılmıyordur.

Tom and Mary are mistaken.

Tom ve Mary yanılıyorlar.

Tom and Mary were mistaken.

Tom ve Mary yanılıyorlardı.

I was mistaken about that.

Bunun hakkında yanıldım.

I thought Tom was mistaken.

Tom'un yanıldığını düşündüm.

- I am often mistaken for my brother.
- I'm often mistaken for my brother.

- Beni sık sık erkek kardeşime benzetirler.
- Çoğunlukla ben kardeşimle karıştırılırım.
- Çoğunlukla beni kardeşimle karıştırırlar.
- Ben sık sık erkek kardeşimle karıştırılırım.

- I'm afraid you must be mistaken.
- I'm afraid that you must be mistaken.

Maalesef yanılıyor olmalısın.

- I must admit that I was mistaken.
- I must admit I was mistaken.

Hatalı olduğumu itiraf etmeliyim.

- Tom thought he must be mistaken.
- Tom thought that he must be mistaken.

Tom hatalı olması gerektiğini düşündü.

- I must've been mistaken about that.
- I must have been mistaken about that.

Onun hakkında yanılmış olmalıyım.

- Tom told me he was mistaken.
- Tom told me that he was mistaken.

Tom bana yanıldığını söyledi.

- Tom was wrong.
- Tom was mistaken.

Tom hatalıydı.

It appears that he is mistaken.

O, hatalı görünüyor.

To put it bluntly, he's mistaken.

Açık söylemek gerekirse, o yanılıyor.

This is where you are mistaken.

Yanıldığın yer budur.

I think you must be mistaken.

Bence yanılıyor olmalısın.

- We were wrong.
- I was mistaken.

- Hatalıydım.
- Yanıldım.

I was mistaken for a salesman.

Beni satıcı sandılar.

It's quite possible that I'm mistaken.

Benim hatalı olmam oldukça mümkün.

- You were mistaken.
- You were wrong.

- Hatalıydın.
- Siz hatalıydınız.
- Sen hatalıydın.

Neither you nor I are mistaken.

Ne sen ne de ben hatalıyım.

Tom is likely to be mistaken.

Tom muhtemelen yanılıyor.

It looks like Tom was mistaken.

Tom hatalı gibi görünüyor.

It looks like you were mistaken.

- Görünüşe bakılırsa yanılmışsın.
- Görünüşe göre yanılmışsın.

- I'm sorry, but I think you're mistaken.
- I'm sorry, but I think that you're mistaken.

Üzgünüm fakat sanırım sen hatalısın.

- Tom said he thought Mary was mistaken.
- Tom said that he thought Mary was mistaken.
- Tom said that he thought that Mary was mistaken.

Tom Mary'nin hatalı olduğunu düşündüğünü söyledi.

- I think you've mistaken me for someone else.
- I think you've mistaken me for somebody else.

Sanırım beni başka biriyle karıştırdınız.

The war resulted from a mistaken policy.

Savaş yanlış bir politikadan sonuçlandı.

She is often mistaken for her sister.

Sık sık kız kardeşi ile karıştırılır.

He was mistaken for his younger brother.

Küçük erkek kardeşiyle karıştırıldı.