Translation of "Meaningful" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Meaningful" in a sentence and their turkish translations:

She gave me a meaningful look.

O, bana anlamlı bir şekilde baktı.

I wanted to write something meaningful.

Anlamlı bir şey yazmak istedim.

I wanted to say something meaningful.

Anlamlı bir şey söylemek istiyordum.

Tom gave Mary a meaningful look.

Tom Mary'ye anlamlı bir bakış attı.

Tom gave me a meaningful look.

Tom bana anlamlı bir bakış attı.

And invest in a more meaningful way.

çeşitli yollar düşünmeliyim.

My signature is meaningful, majestic and inimitable.

Benim imzam anlamlı, görkemli ve eşsizdir.

How many meaningful sentences can Tatoeba contain?

Tatoeba'da kaç tane anlamlı cümle var?

Has given me clear, concrete, meaningful goals,

bana açık somut ve anlamlı amaçlar verdi

I learnt to live a more meaningful life.

Daha anlamlı bir hayat yaşamayı öğrendim.

Welcome to a new and more meaningful reality.

Yeni ve daha anlamlı bir gerçekliğe hoş geldin.

The next step of creating more meaningful everyday gatherings

Daha anlamlı bir günlük toplantı organize edebilmenin ikinci adımı,

That's because you might not find the work meaningful.

başarısız olabilirsiniz, mesela işinizi anlamsız buluyor olabilirsiniz.

Anything is blissful with you. Nothing is meaningful without you.

Seninle her şey hoş, sensiz her şey boş.

He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.

O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.

And that feels more meaningful to me than just owning it for today.

ve bu bana, ona sadece bugün sahip olmaktan daha anlamlı geliyor.

But I also want them to have a really meaningful experience as a donor,

Ayrıca, bağışçı olarak gerçek anlamda bir deneyim kazanmalarını istiyorum,

Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.

Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.

In the main, I am in favor of political reform if meaningful changes are made.

Çoğunlukla anlamlı değişiklikler yapılırsa ben siyasi reformdan yanayım.

Many directors want to make artistically ambitious and meaningful movies, but the Hollywood system does not allow that.

Pek çok yönetmen anlam ve sanatsallığı öne çıkarma arzusu taşıyan filmler çekmek istese de Hollywood'a kök salmış statüko buna izin vermez.