Examples of using "Magnet" in a sentence and their turkish translations:
bir mıknatıs düşünün
Mıknatıs demiri çeker.
Bu at nalı bir mıknatıstır.
Dünya büyük bir mıknatıs gibidir.
evet dünya dev bir mıknatıs
- Sami dolandırıcıları çeken bir mıknatıstı.
- Sami dolandırıcılar için bir mıknatıstı.
Tom bir mıknatıs okula kayıtlıdır.
- Tom'un yeni arabası kızları çekiyor.
- Tom'un yeni arabası kedileri üstüne çekiyor.
iyi de kardeşim dünya o zaman mıknatıs mı?
Peter gerçekten buzdolabına bir mıknatıs istiyor.
Öğrenciler fen sınıfında bir mıknatıs kullandılar.
Tom'un buzdolabında Boston şehir magneti var.
Tom bir sincap mıknatısı aldı ve onu buzdolabının üstüne koydu.
Dünya, içindeki büyük bir mıknatısla bir top gibidir.
Dünya, içinde büyük bir mıknatısı olan bir top gibidir.
Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir.
mıknatısın bir kutbundan çıkıp diğer kutbuna doğru giderek