Examples of using "Lean" in a sentence and their turkish translations:
Bana güven.
Daha yakına yönel.
Dayan!
Kapıya dayanma!
Tavuk yağsız.
Pencereden dışarı sarkma.
- Pencereden dışarı sarkma.
- Camdan dışarı sarkma.
Duvara yaslanma.
O, sadece yağsız et yedi.
Mary ince bir gövdeye sahip.
Mary ince ve uzun boyludur.
Tom zayıf ve uzun boylu.
O uzun boylu ve zayıf.
Kapılara yaslanmayınız.
Bana güvenebilirsin.
Bu duvara dayanma.
- Masama dayanmayın.
- Masama yaslanmayın.
Sandalyeme yaslanma.
Sırtımı yaslayabileceğim kimsem yok.
Biraz öne doğru eğilebilir misin?
O, yağsız etten başka bir şey yemedi.
Biraz öne doğru eğilebilir misin?
Diğerlerine çok fazla güvenmeyin.
Sarkmak tehlikelidir.
Tom'un dayanacağı hiç kimsesi yok.
Pencerelerden dışarı eğilmek yasaktır.
John bir kurt gibi zayıftır.
Yardım için arkadaşlarınıza güvenmeyin.
Tom sadece yağsız et ve sebze yer.
- Tom'un güvenebileceği kimsesi yoktu.
- Tom'un sırtını dayayabileceği kimsesi yoktu.
- Tom'un dayanacak hiç kimsesi yoktu.
Sadece yağsız et ve sebze yer.
- Tom güvenebileceğin bir adamdır.
- Tom, güvenebileceğin bir adam.
bize omuz verme zamanının geldiğini düşünüyorum.
Pencereden dışarı sarkmak tehlikelidir.
yaslanıyorlar böyle arkaya oh keyfime bakayım
Onun senin dayanman için güçlü bir omuzu var.
Lütfen hareket ederken pencereden dışarı eğilmeyin.
Tom uzanıp Mary'yi öpmemek için kendini zor tuttu.
Eğer kolesterolü önlemek istiyorsanız yanında yağ olmadan yağsız et yiyin.
rüzgar ne yönden eserse o yöne eğilmekte fayda vardır diye düşünüyorum
Tom güvenebileceğin bir adamdır.