Examples of using "League" in a sentence and their turkish translations:
Onun liginde değilsin.
- O benim klasımın dışında.
- O benim klasıma uymuyor.
Onun liginde değilsin.
- O benim klasımın dışında.
- O benim klasıma uymuyor.
Tom benim dengim değil.
Benim ligimden çok dışarıdasın.
Tom senin dengin değil.
Tom farklı bir ligdedir.
En prestijli üniversitelerden mezun, en az 1.82 m. boyunda,
- Senin çapın yetmez.
- Senin boyunu aşar.
- Tom seni aşar.
- Tom senden birkaç gömlek üstün.
- Tom'a senin çapın yetmez.
Botafogo, Brezilya Lig Kupasını kazandı.
Tom benim ligin çıkar yolu.
Maçlar lig tarafından ayarlanmış.
Lİge 400 milyon dolarlık dava açıyor.
Japonya 1933'te Milletler Cemiyetinden ayrıldı.
Tom'un takımı ligdeki takımların en kötüsüdür.
- Militan Ateistler Birliği başkanıydı.
- Allahsızlığı Yayma Kürsüsü başkanıydı.
Tom'un takımı turnuvada zorlu rakipleri dize getirdi.
Şampiyonlar Ligi, kazanılması zor bir yarışmadır.
Kariyerinin başlarında Kanada Futbol Ligi'nden çıkarıldı.
Keşke kızımı bir Ivy League üniversitesine gönderecek gücüm olsa.
Manchester United, hem Premier League'de hem de İngiltere'de en başarılı takımlardan biridir.
Premier Lig'deki takımların hepsi gerçekten güçlü olduklarından, gol farkları genellikle küçüktür.