Translation of "Jaw" in Turkish

0.184 sec.

Examples of using "Jaw" in a sentence and their turkish translations:

My jaw hurts.

Çenem acıyor.

My jaw dropped.

- Çenem düştü.
- Ağzım bir karış açık kalmıştı.
- Ağzım açık kaldı.
- Hayretler içinde kalmıştım.

Tom's jaw dropped.

- Tom hayretler içinde kalmıştı.
- Tom'un ağzı açık kalmıştı.
- Tom'un ağzı bir karış açık kaldı.

My jaw drops.

Çenem düşüyor.

My jaw is sore.

Benim çenem ağrıyor.

Tom broke Mary's jaw.

Tom, Mary'nin çenesini kırdı.

Tom broke his jaw.

Tom çenesini kırdı.

You nearly broke my jaw.

Neredeyse çenemi kırdın.

He has a square jaw.

Onun bir kare çenesi vardır.

Tom has a square jaw.

Tom'un kare bir çenesi var.

- Tom was thunderstruck.
- Tom's jaw dropped.

- Tom hayretler içinde kalmıştı.
- Tom'un ağzı açık kalmıştı.
- Tom'un ağzı bir karış açık kaldı.

To rap with his jaw wired shut

rap yapma kararından beri

- Tom rubbed his chin.
- Tom rubbed his jaw.

Tom çenesini ovuşturdu.

He got a broken jaw and lost some teeth.

Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti.

The snake engulfs prey entirely by unhinging his jaw.

Yılan, çenesini yırtarcasına açarak avını tamamen yutar.

He broke his jaw and lost a few teeth.

Çenesini kırdı ve birkaç dişini kaybetti.

- I punched him in the chin.
- I punched his jaw.

Onun çenesine yumruk attım.

Infamous car accident while his jaw was completely wired shut.

bir araba kazasının ardından, çenesi bağlıyken.

After a few weeks, doctors made Cleveland a new jaw out of hard rubber.

Birkaç hafta sonra, doktorlar Cleveland'a sert kauçuktan yeni bir çene çıkışı yaptı.

Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.

Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.