Examples of using "Grip" in a sentence and their turkish translations:
Hakimiyetimi kaybediyorum.
- Aklını başına topla, Tom.
- Kendine hâkim ol, Tom.
Tom kavramasını gevşetti.
- Tom kavrayışını gevşetti.
- Tom elini gevşetti.
Tom'un güçlü bir kavraması var.
Tom'un güçlü bir tutuşu var.
O, çelikten yapılmış bir bağaja sahiptir.
Har the Hard-Grip, Hrolf the Shooter.
Tom duygularını kontrol altına aldı.
Tom halatı daha sıkı kavradı.
Duygularını dizginledi.
Kendinize gelin, herkes için para var burada!
Diktatör demir yumrukla ülkeyi yönetiyor.
Katolik Kilisesi toplum üzerinde güçlü bir etkiye sahipti.
Bakın, Köylü sendikalarının eskiden büyük politik kıskacı vardı.
O hançeri bu şekilde tutmalısın.