Translation of "Frantic" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Frantic" in a sentence and their turkish translations:

- I'm frantic!
- I'm frantic.

Ben kafayı yedim.

- Tom's frantic.
- Tom is frantic.

Tom ümitsiz.

We're frantic.

Biz çılgınız.

Tom was frantic.

- Tom öfkeliydi.
- Tom hummalıydı.
- Tom dellenmişti.

I was frantic.

Çılgına dönmüştüm.

- I'm crazy.
- I'm frantic.

- Ben çılgınım.
- Ben deliyim.

No wonder you're frantic.

Ümitsiz olmana şaşmamalı.

Tom is getting frantic.

Tom çıldırıyor.

- I know Tom is frantic.
- I know that Tom is frantic.

Tom'un aşırı heyecanlanmış olduğunu biliyorum.

Tom seemed to be frantic.

Tom çılgın görünüyordu.

Tom was frantic, but Mary wasn't.

Tom çılgına dönmüştü ama Mary dönmemişti.

- Tom is furious.
- Tom's frantic.
- Tom's furious.

Tom öfkeli.

Lieutenant Dan Anderson responded to the frantic 911 call.

Teğmen Dan Anderson acil 911 çağrısına yanıt verdi.

- Tom is frantic.
- Tom is outraged.
- Tom is infuriated.
- Tom is irritated.

Tom sinirli.

- Tom is getting frantic.
- Tom is getting restless.
- Tom is getting agitated.

Tom huzursuz oluyor.

My cat became frantic as soon as the car began to move.

Araba hareket etmeye başlar başlamaz kedim aşırı heyecanlandı.

Tom made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.

Tom hava kararmadan önce çiti boyamayı bitirmek için çılgınca bir girişim yaptı.

You don't seem to be as frantic as Tom seems to be.

Tom'un göründüğü kadar çılgın görünmüyorsun.

Tom didn't seem to be as frantic as Mary seemed to be.

Tom Mary'nin göründüğü kadar aşırı heyecanlı görünmüyordu.

He made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.

Hava kararmadan önce çitleri boyamayı bitirmek için canla başla çalıştı.