Translation of "Far" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Far" in a sentence and their turkish translations:

How far is too far?

Ne kadar uzak çok uzaktır?

- It's not so far.
- It's not that far.
- It isn't that far.
- It isn't so far.

O kadar uzak değil.

How far?

Ne kadar uzak?

- Is it far?
- Is it far away?

Orası uzak mı? (O dediğin yer uzak mıdır?)

- You've gone too far!
- You have gone too far.
- You've gone too far.

- Çok ileri gittin.
- Çizmeyi aştın.
- İşi azıttın.
- Sen uzaklara gittin.

- We've gone too far.
- We went too far.

Biz çok ileri gittik.

- It's not so far.
- It's not that far.

- O kadar uzak değil.
- O, o kadar uzak değil.

- It's not too far.
- It isn't too far.

Çok uzak değil.

- It's not so far.
- It isn't so far.

O kadar uzak değil.

- It's not that far.
- It isn't that far.

O, o kadar uzak değil.

- You went too far!
- You went too far.

Çok ileri gittin!

- Tom didn't go far.
- Tom didn't get far.

Tom uzaklaşmadı.

- That is going too far.
- This is going too far.
- That's going too far.

- Bu kadarı da fazla.
- Bu çok ileri gidiyor.

Seems far-fetched?

Kulağa imkânsız mı geliyor?

It's far-fetched.

Bu gerçekçi değil.

You'll go far.

Başarılı olacaksın.

It's too far.

Bu çok uzak.

Is it far?

O uzak mı?

- You're going too far.
- You are going too far.

Çok uzağa gidiyorsun.

- Don't go too far afield.
- Don't wander too far.

Çok uzağa gitme.

It is very far as far as I know.

O, bildiğim kadarıya çok uzak.

- I am far from happy.
- I'm far from happy.

Ben mutlu olmaktan uzağım.

- You have gone too far.
- You've gone too far.

Çok uzaklara gittin.

- That is going too far.
- This is going too far.

- Bu kadarı da fazla.
- İleri gidiyorsun.

- It's not so far-fetched.
- It isn't so far-fetched.

O kadar inanılmaz değil.

- It's not far to Boston.
- It isn't far to Boston.

Boston'a uzak değil.

- We're doing fine so far.
- We're doing OK so far.

Şu ana kadar iyi yapıyoruz.

- My home is far away.
- My house is far away.

Benim evim uzak.

- It's not far from here.
- It isn't far from here.

O buradan uzakta değil.

So far too often,

Çoğunlukla,

It wasn't that far

çok da uzak değildi yani

We said ‘so far’.

Şimdilik dedik

Tom went too far.

Tom çok uzağa gitti.

Is it still far?

Hâlâ uzak mı?

It's far too small.

O çok fazla küçük.

Are we going far?

İlerliyor muyuz?

Is Paris far away?

Paris uzak mı?

Is it far away?

O çok uzak mı?

How far is it?

Ne kadar uzakta?

It's too far away.

O çok çok uzakta.

He went far away.

O uzağa gitti.

She went too far.

Çok uzağa gitti.

He went too far.

Çok uzağa gitti.

You're far too pessimistic.

Sen çok çok karamsarsın.

Can you see far?

Uzağı görebilir misin?

Who knows so far?

Kim bu kadar çok bilir?

We went too far.

Çok uzağa gittik.

Is Boston far away?

- Boston uzakta mı?
- Boston uzak mı?

How far was it?

Ne kadar uzaktı?

What's happened so far?

Şimdiye kadar ne oldu?

I went too far.

Ben çok ileri gittim.

Tom will go far.

Tom başarılı olacak.

I won't go far.

Çok ileri gitmeyeceğim.

They won't get far.

Onlar yol katetmeyecekler.

Tom didn't go far.

Tom çok ileri gitmedi.

Tom won't get far.

Tom yol almayacak.

Tom is far away.

Tom çok uzakta.

We didn't get far.

Biz mesafe katetmedik.

Don't go too far.

Çok ileriye gitme.

It's far from perfect.

Bu mükemmel olmaktan uzak.

Mary went too far.

Mary çok ileri gitti.

How far is Ankara?

Ankara ne kadar uzaklıktadır?

It's far too dangerous.

Bu çok tehlikeli.

I'm far from impressed.

Ben hiç etkilenmedim.

So far, so good.

- Şimdiye kadar iyi.
- Şimdiye kadar iyi gitti.

She didn't go far.

O uzağa gitmedi.

Tom went far away.

Tom uzağa gitti.

It was very far.

O çok uzaktı.

It's very far away.

Bu çok uzakta.

Fadil didn't get far.

Fadıl uzaklaşmadı.

Tom is far-sighted.

- Tom uzak görüşlüdür.
- Tom hipermetroptur.

Sami didn't get far.

Sami uzaklaşmadı.

They're too far away.

Onlar çok uzaktalar.

It's far from here.

O buradan uzak.

Tom isn't far behind.

Tom çok geride değil.

Don't wander too far.

- Çok uzağa gitme.
- Fazla uzaklaşma.

- We are very far from home.
- We're very far from home.

Biz evden çok uzaktayız.

This is by far the best thing we've done so far.

Bu açık farkla şimdiye kadar yaptığımız en iyi şey.

- Tom didn't get very far.
- Tom didn't make it very far.

- Tom çok uzağa gitmedi.
- Tom fazla uzaklaşmadı.

- Is it far from here?
- Is it very far from here?

Orası buradan uzak mı?

- Out of sight, out of mind.
- Far from eye far from heart.

Gözden uzak olan, gönülden uzak olur

- It's not too far from here.
- It isn't too far from here.

Buradan çok uzak değil.

- It's not too far from Boston.
- It isn't too far from Boston.

Boston'dan çok uzak değil.

- It's not too far to walk.
- It isn't too far to walk.

Yürümek için çok uzak değil.

- It's not that far from here.
- It isn't that far from here.

Buraya o kadar uzak değil.

- So far, I've told no one.
- So far, I haven't told anyone.

Şimdiye kadar hiç kimseye söylemedim.