Translation of "Facebook" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Facebook" in a sentence and their turkish translations:

Boycott Facebook.

- Facebook'u boykot et.
- Facebook'u boykot edin.

Use Facebook.

- Facebook kullan.
- Facebook kullanın.

Facebook: f*ck it, Facebook is out.

Facebook: S*ktir et, Facebook çıktı.

But Facebook does.

Ama Facebook biliyor.

We're Facebook friends.

Biz Facebook arkadaşıyız.

Facebook is boring.

Facebook sıkıcı.

She hates Facebook.

O, Facebook'u sevmez.

Sami contacted Facebook.

Sami, Facebook ile irtibata geçti.

- Please add me on Facebook.
- Please, add me on Facebook.

Lütfen beni Facebook'ta ekle.

- Can I find you on Facebook?
- Do you have Facebook?

Facebook'un var mı?

Is Tatoeba like Facebook?

Tatoeba Facebook gibi mi?

Facebook closed his page.

Facebook onun sayfasını kapattı.

Like us on Facebook!

Bizi Facebook'ta beğenin!

I don't use Facebook.

Ben Facebook kullanmıyorum.

Tom isn't on Facebook.

Tom'un Facebook'u yok.

Tom doesn't use Facebook.

Tom Facebook kullanmıyor.

Tom stopped using Facebook.

Tom, Facebook kullanmayı durdurdu.

Visit my Facebook profile.

Facebook profilimi ziyaret edin.

Are you on Facebook?

Facebook'ta mısınız?

Sami was on Facebook.

- Sami Facebook'ta idi.
- Sami Facebook'taydı.

Sami went on Facebook.

Sami, Facebook'a gitti.

Facebook collects private information.

Facebook özel bilgileri topluyor.

- Can I add you on Facebook?
- May I add you on Facebook?

Seni Facebook'a ekleyebilir miyim?

- Sami changed his Facebook status.
- Sami changed his Facebook status to married.

Sami, Facebook statüsünü evli olarak değiştirdi.

To the walls of Facebook.

bir tesadüf değil.

We unfriend people on Facebook,

Facebook'ta insanları arkadaşlıktan çıkarıyoruz

She added me on Facebook.

Facebook'ta beni ekledi.

Stop poking me on Facebook.

Beni Facebook'ta dürtmeyi kes!

I have a Facebook account.

Bir Facebook hesabım var.

Facebook is blocked in China.

Facebook, Çin'de engellidir.

She deleted her Facebook account.

Facebook hesabını sildi.

I deleted my Facebook account.

Facebook hesabımı sildim.

Tom deleted his Facebook account.

Tom Facebook hesabını sildi.

We started talking on Facebook.

Biz Facebook'ta konuşmaya başladık.

I don't use Facebook anymore.

Artık Facebook kullanmıyorum.

He is not on Facebook.

- O, Facebook'ta değil.
- Facebook'ta yok.

Tom has quit using Facebook.

Tom Facebook kullanmayı bıraktı.

Do you guys use Facebook?

Siz arkadaşlar Facebook kullanıyor musunuz?

Why don't you quit Facebook?

Neden Facebook'u bırakmıyorsun?

Why is Facebook so famous?

Facebook neden çok tanınmıştır?

How does Facebook make money?

Facebook nasıl para kazanır?

Mary deactivated her Facebook account.

Mary Facebook hesabını devre dışı bıraktı.

Fadil is active on Facebook.

Fadıl, Facebook'ta faaldir.

I read it on Facebook.

Onu Facebook'ta okudum.

Sami accepted Layla's Facebook request.

Sami, Leyla'nın Facebook isteğini kabul etti.

I almost never use Facebook.

Ben neredeyse hiç Facebook kullanmıyorum.

Mary deleted her Facebook account.

Mary Facebook hesabını sildi.

Sami blocked Layla on Facebook.

- Sami, Leyla'yı Facebook'ta engelledi.
- Sami, Leyla'yı Facebook'ta blokladı.

Sami found Layla's Facebook page.

Sami, Leyla'nın Facebook sayfasını buldu.

Sami followed Layla on Facebook.

Sami, Leyla'yı Facebook'ta takip ediyordu.

Sami messaged Layla on Facebook.

Sami, Leyla'ya Facebook'ta mesaj attı.

Is Tatoeba something like Facebook?

Tatoeba Facebook gibi bir şey mi?

Sami doesn't like Facebook anymore.

Sami artık Facebook'tan hoşlanmıyor.

She blocked him on Facebook.

Onu Facebook'ta engelledi.

This is my page on Facebook.

Bu benim Facebook sayfam.

Thanks for adding me on Facebook.

Beni Facebook'ta eklediğin için teşekkür ederim.

My girlfriend's daughters have joined Facebook.

Benim kız arkadaşımın kızları Facebook'a katıldı.

I'm talking to her on Facebook.

Facebook'ta onunla konuşuyorum.

Please "like" my page on Facebook.

Lütfen Facebook sayfamı beğenin.

Please don't leave your Facebook open.

Lütfen Facebook'unuzu açık bırakmayın.

Can I find you on Facebook?

Seni Facebook'ta bulabilir miyim?

Please don't use Facebook at work.

Lütfen işte Facebook kullanmayın.

Do you have a Facebook account?

Bir Facebook hesabınız var mı?

Tom and I are Facebook friends.

- Tom'la ben Facebook'ta arkadaşız.
- Tom'la ben Facebook'tan arkadaşız.
- Tom'la ben Facebook arkadaşıyız.

Tom was my first Facebook friend.

Tom benim ilk Facebook arkadaşımdı.

Tom liked Mary's picture on Facebook.

Tom, Facebook'ta Mary'nin resmini beğendi.

We friended each other on Facebook.

Biz Facebook'ta birbirimizi arkadaş olarak ekledik.

Sami and Layla became Facebook friends.

Sami ve Leyla, Facebook arkadaşları oldular.

Sami was tracking Layla on Facebook.

Sami, Facebook'ta Leyla'yı izliyordu.

I almost never use Facebook anymore.

Artık neredeyse hiç Facebook kullanmıyorum.

Sami made a new Facebook account.

Sami yeni bir Facebook hesabı açtı.

Sami has six different Facebook accounts.

Sami'nin altı farklı Facebook hesabı var.

Sami used Facebook all the time.

Sami, Facebook'u her zaman kullandı.

Sami had multiple accounts on Facebook.

Sami'nin Facebook'ta birden fazla hesabı vardı.

The warlord looked good on Facebook.

Savaş lordu Facebook'ta iyi görünüyordu.

Yanni impersonated a girl on Facebook.

Yanni Facebook'ta kız kılığına girdi.

How many likes we get on Facebook.

Facebook'ta ne kadar beğeni aldığımızı.

I like to check my Facebook account.

Facebook hesabımı kontrol etmeyi severim.

She's more popular than me on Facebook.

O, Facebook'ta benden daha popüler.

I don't really use Facebook that much.

Gerçekten Facebook'u o kadar çok kullanmam.

Please don't use Facebook during business hours.

Lütfen iş saatleri sırasında Facebook'u kullanma.

Facebook suspended one of my six accounts.

Facebook benim altı hesabımdan birini askıya aldı.

I don't know how to use Facebook.

Facebook'u nasıl kullanacağımı bilmiyorum.

He flirts with other girls on Facebook.

O Facebook'ta başka kızlarla flört ediyor.

He's more popular than me on Facebook.

O, Facebook'ta benden daha popüler.

Tom often posts motivational quotes on Facebook.

Tom sık sık facebook'ta motivasyon alıntılar postalar.

Facebook makes money by selling targeted advertising.

Facebook hedeflenmiş reklam satarak para kazanır.