Examples of using "Evident" in a sentence and their turkish translations:
O belirgin.
Bu apaçık.
- Bu apaçık.
- O belirgin.
O belirgindi.
O, apaçık ortadadır.
Onun onu yaptığı bellidir.
Onun aşık olduğu herkese aşikar.
Maduro'nun politik tutkusu Aralık 2015'te kendini belli etti
Bu Rusçayı sevdiğinin yeterli bir kanıtı.
Anne'in moral bozukluğu Gilbert'in memnuniyeti kadar belirgindi.
Onun bir hata yaptığı aşikar.
Aksanından belli olduğu gibi, o bir yabancı.
Masum olduğu hepimiz için ortadaydı.
Polisin olağan arama prosedürlerini izleyip izlemediği belli değil.
Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
Hepimiz öleceği için, bunun ölmemizi engellememesi apaçık.
- Arap dilinin etkisi, İspanyolca dilinde oldukça belirgindir.
- Arapçanın etkisi İspanyolcada oldukça belirgindir.
- Yalan söylediğin belli.
- Yalan söylediğin kanıtlı.
Adamın hatalı olduğu açık.
Burada zenginliğin örnekleri o kadar belirgin ki, Dubai polisini
Yalan söylediğin belli.
Aslında tarih, bizim yapmamızdan ötürü bize ait değildir. Uzun zaman önce kendi kendimize sınav yapma süreci ile birbirimizi anlardık, şimdi birbirimizi ailede, toplumda ve yaşadığımız devlette apaçık bir yolla anlıyoruz.