Examples of using "Dove" in a sentence and their turkish translations:
Güvercin barışı simgeler.
Güvercin, barışın sembolüdür.
- Güvercin barış anlamına gelir.
- Güvercin barışı simgeler.
- Suya daldım.
- Ben suya daldım.
Tom suya daldı.
Ben havuza daldım.
Ben göle daldım.
Havuza daldı.
Tom yüzme havuzuna daldı.
Tom tramplenden suya atladı.
O bir barış güvercini gibi.
Tom aptalca sığ suya daldı.
Tom soğuk su içine daldı.
Çatıda beyaz bir güvercin var.
- Güvercin, barışın sembolüdür.
- Güvercin bir barış sembolüdür.
Güvercin bir barış sembolüdür.
Onlar peş peşe daldılar.
Güvercin ünlü bir barış sembolüdür.
Sami ve Leyla'nın ikisi de silaha atladı.
O hem şahin kanadından bir güvercin hem de güvercin kanadından bir şahin.
Ben nehre daldım.
Tom havuza daldı.
Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.
Gül bir çiçektir ve güvercin bir kuştur.
Tom tam suya dalmadan önce Fransızca bir şey bağırdı.
Tom suya daldı ve elinden geldiği kadar hızlı yüzdü.
Cennetten bir Ruhun bir güvercin olarak geldiğini ve onda kaldığını gördüm.
Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.
Yedi gün daha bekledi, sonra güvercini yine dışarı saldı.
Derine daldıkça, su da soğudu.
Yedi gün daha bekledikten sonra güvercini yine gönderdi. Bu kez güvercin geri dönmedi.
Bunun üzerine Nuh suların yeryüzünden çekilip çekilmediğini anlamak için güvercini gönderdi.