Translation of "Determined" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Determined" in a sentence and their turkish translations:

- Tom looks determined.
- Tom seems determined.

Tom kararlı görünüyor.

Tom is determined.

Tom kararlı.

Tom looks determined.

Tom kararlı görünüyor.

You look determined.

Kararlı görünüyorsun.

- I am determined to learn.
- I'm determined to learn.

Öğrenmeye kararlıyım.

She's a determined woman.

O, kararlı bir kadın.

Tom seemed quite determined.

Tom oldukça kararlı görünüyordu.

Tom is still determined.

Tom hâlâ kararlı.

You seem very determined.

Çok kararlı görünüyorsun.

How are rates determined?

Oranlar nasıl belirleniyor?

- Tom seemed undeterred.
- Tom seemed to be determined.
- Tom seemed determined.

Tom kararlı görünüyordu.

- Mary's baby's gender has been determined.
- Mary's baby's sex has been determined.

Mary'nin bebeğinin cinsiyeti belli oldu.

Tom is determined, isn't he?

Tom kararlı, değil mi?

Tom is determined to resist.

- Tom karşı gelmeye kararlıdır.
- Tom karşı çıkmaya kararlıdır.
- Tom karşı koymaya kararlıdır.

Tom's replacement hasn't been determined.

Tom'un yedeği kararlaştırılmadı.

I determined these three steps

Bu üç adımı belirledim

We're determined to get answers.

Cevaplar almaya kararlıyız.

We haven't yet determined that.

Onu henüz belirlemedik.

Tom is a determined man.

- Tom kararlı bir adamdır.
- Tom azimli bir adamdır.

I'm determined to do that.

Bunu yapmaya kararlıyım.

Tom was determined to win.

Tom kazanmaya kararlıydı.

Tom is determined to win.

Tom kazanmaya kararlıdır.

Sami was determined to try.

Sami denemeye kararlıydı.

Sami was determined to kill.

Sami öldürmeye kararlıydı.

- I am determined to give up smoking.
- I'm determined to give up smoking.

Sigara içmeyi bırakmaya kararlıyım.

- Tom may be determined to do that.
- Tom might be determined to do that.

Tom bunu yapmaya kararlı olabilir.

Tom was determined to say something.

Tom bir şey söylemeye kararlıydı.

Tom was determined to go there.

Tom oraya gitmek için kararlıydı.

- Tom was adamant.
- Tom was determined.

Tom kararlıydı.

Tom is more determined than ever.

Tom her zamankinden daha kararlıdır.

He was determined to go abroad.

O, yurt dışına gitmeye kararlıydı.

- Tom seems determined.
- Tom seemed undeterred.

Tom kararlı görünüyordu.

Tom is determined to do something.

Tom bir şey yapmak için kararlı.

Tom is a very determined man.

Tom çok kararlı bir adam.

Tom is determined and hard-working.

Tom azimli ve çalışkan.

Tom looks more determined than ever.

Tom her zamankinden daha kararlı görünüyor.

Happiness is determined by your heart.

Mutluluk kalbinizin seçimidir.

She's determined to become a secretary.

O sekreter olmayı kararlaştırdı.

Tom was determined to kiss Mary.

Tom, Mary'yi öpmeye kararlıydı.

Tom was determined to kill Mary.

Tom, Mary'yi öldürmeye kararlıydı.

The blood pressure can't be determined.

Kan basıncı sabitlenemez.

Tom is as determined as ever.

Tom her zamanki gibi kararlı.

Tom is determined to help Mary.

Tom Mary'ye yardım etmeye kararlı.

Tom is determined to stop Mary.

Tom, Mary'yi durdurmaya kararlı.

Tom is determined to lose weight.

Tom kilo vermeye kararlı.

Tom is determined to do that.

Tom onu yapmaya kararlı.

Tom was determined to do that.

Tom bunu yapmaya kararlıydı.

Tom is determined to get answers.

Tom cevapları almaya kararlı.

I'm still determined to do that.

Hala onu yapmaya kararlıyım.

- I am determined to carry out this plan.
- I'm determined to carry out this plan.

Ben bu planı gerçekleştirmek için kararlıyım.

- Tom said Mary was determined to win.
- Tom said that Mary was determined to win.

Tom, Mary'nin kazanmaya kararlı olduğunu söyledi.

One's lifestyle is largely determined by money.

Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.

Our lives are determined by our environment.

Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.

I am determined to be a scientist.

Bilim adamı olmaya kararlıyım.

She is determined to succeed this time.

Bu defa başarmak için kararlı.

He is determined to go to England.

O, İngiltere'ye gitmeye kararlıydı.

They determined the date for the trip.

Seyahat için tarihi belirlediler.

Tom was determined to leave the company.

Tom şirketten ayrılmaya kararlıydı.

Are you determined to get a tattoo?

Dövme yaptırmaya kararlı mısın?

She was determined to make everything work.

O her şeyi çalıştırmak için kararlıydı.

I'm a determined, organized, and responsible person.

Ben kararlı, düzenli ve sorumlu bir kişiyim.

She is determined to leave the company.

O, şirketten ayrılmaya kararlıdır.

The lawyer determined his course of action.

Avukat eylemin rotasını belirledi.

Fadil was determined to make Dania pay.

Fadıl, Dania'nın ödemesini yapmaya kararlıydı.

I'm determined to do the right thing.

Doğru şeyi yapmaya kararlıyım.

Tom is determined to find the truth.

Tom gerçeği bulmaya kararlıdır.

We're determined to find out what happened.

Ne olduğunu ortaya çıkarmaya kararlıyız.

Tom is determined to do that again.

Tom bunu tekrar yapmaya kararlı.

Tom is very determined to do that.

Tom bunu yapmaya çok kararlı.

Tom is determined to go to Boston.

Tom Boston'a gitmekte kararlı.

Tom is determined to get it done.

Tom bunu yaptırmaya kararlı.

Tom is determined not to do that.

Tom'un bunu yapmamaya kararlı.

Tom seems to be determined to win.

Tom kazanmaya kararlı görünüyor.

Why are you determined to do that?

Neden bunu yapmak için kararlısın?

Why is Tom determined to do that?

Tom neden bunu yapmak için kararlı?

Tom isn't as determined as I am.

Tom benim kadar kararlı değildi.

Tom was very determined to do that.

- Tom onu yapmaya çok kararlıydı.
- Tom onu yapmak için çok kararlıydı.

Sami was very determined to do that.

- Sami onu yapmaya çok kararlıydı.
- Sami onu yapmak için çok kararlıydı.

Sami was determined to keep his children.

Sami çocuklarını tutmaya kararlıydı.

Sami's death was determined to be suicide.

Sami'nin ölümü intihar olarak belirlendi.

You're determined to do that, aren't you?

Bunu yapmaya kararlısın, değil mi?

Tom is determined to win, isn't he?

Tom kazanmakta kararlı, değil mi?

- I know that Tom is determined to do that.
- I know Tom is determined to do that.

Tom'un bunu yapmaya kararlı olduğunu biliyorum.

- Tom said Mary was determined to do that.
- Tom said that Mary was determined to do that.

Tom, Mary'nin bunu yapmaya kararlı olduğunu söyledi.

- Tom said Mary is determined to do that.
- Tom said that Mary is determined to do that.

Tom, Mary'nin bunu yapmaya kararlı olduğunu söyledi.

- Tom said he was determined to do that.
- Tom said that he was determined to do that.

Tom, bunu yapmaya kararlı olduğunu söyledi.

The moment a person's biological sex is determined.

onun karakterine ve beklentilerimize karar veriyoruz.

The age of the rocks is determined first

önce kayaçların yaşı belirleniyor

He was determined never to meet her again.

O onunla tekrar buluşmamaya kararlıydı.

No one is more determined than I am.

Hiç kimse benden daha kararlı değil.

They determined that acrylic shed the most microfibers.

Akrilik kumaşın daha fazla mikrofiber döktüğünü saptadılar.

Tom was very determined to finish the project.

Tom projeyi bitirmek için çok kararlıydı.

The picture's age has not yet been determined.

Resmin yaşı henüz belirlenmedi.

He is determined to succeed at any price.

Ne pahasına olursa olsun başarılı olmaya kararlı.

- Tom is very determined.
- Tom is very decisive.

Tom çok kararlı.

Tom was determined to make the football team.

Tom futbol takımı yapmaya kararlıydı.

Fadil was determined to restore his sister's honor.

Fadıl, kız kardeşinin onurunu yeniden inşa etmeye kararlıydı.

I'm very determined to get this done today.

Bugün bunu yaptırmak için çok kararlıyım.