Examples of using "Democratic" in a sentence and their turkish translations:
Demokrat Partiyi destekler.
Evet, çok demokratik, değil mi?
O, demokratik bir hükümet.
Demokrat Partisi'ne üyedir.
Senin sorun çok demokratik değil.
Demokrat Partiyi destekler.
Tayvan, demokratik Çin'dir.
O, demokratik parti üyesidir.
Demokratik bir toplumda yaşıyoruz.
Demokrat Partinin büyük reforma ihtiyacı var.
Amerikalılar demokratik bir ulustur.
Devlet Kapitalizmi, demokratik ya da otoriter olabilir.
Amerika en demokratik ulus değildir.
O kendini bir demokratik sosyalist olarak tanımlıyor.
Çin Cumhuriyeti, demokratik bir devlettir.
ABD örnek bir demokrasi ülkesi.
Demokrat Parti'ye girdi ama oradan çok geçmeden ayrıldı.
Demokratik hükümetlerin insanlara cevap vermesi gerekiyor.
Ayrıca bu demokratik devlet dünya çapında övgüyle anılırdı
Amerika Birleşik Devletleri demokratik bir ülkedir.
- Kinşasa, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin başkentidir.
- Kinşasa, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin başşehridir.
Naziler, Kuzey Kore'nin demokratik olduğu kadar sosyalistti.
Demokratik fikirlerin o ülkeye tanıtılması yavaş bir süreç olacak.
O, Demokratik Parti'nin prestijli ve etkili bir üyesidir.
Ama bugün, Venezüella hem siyasi hem de ekonomik açıdan rezalet.
Amacımız, her zaman ülkeyi demokratik sivil idare haline getirmekti.
Demokratik bir toplumda yaşıyoruz.
Seçilmesinden iki yıl sonra, muhalefet partilerinin Koalisyonundan oluşan
O, Almanya Demokratik Cumhuriyetinde büyüdü.
Günün sonunda, ülke hala demokratikti ve Erdoğan arap rock yıldızıydı
Amerika Birleşik Devletleri bir demokrasidir.
Bir toplum, güçlüler eylemleri için sorumlu tutulmadıkça gerçekten demokratik olamaz.
Geçmişte demokratik parti aday listesi için oy verdim fakat bundan sonra Cumhuriyetçi partiyi destekleyeceğim.