Translation of "Cups" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Cups" in a sentence and their turkish translations:

Because beneath these cups,

Çünkü bu dikkatle incelenmiş,

Tom collected coffee cups.

Tom kahve fincanlarını topladı.

Are these cups porcelain?

Bu fincanlar porselen mi?

I collected coffee cups.

Kahve fincanlarını topladım.

He collected coffee cups.

- O, kahve fincanlarını topladı.
- Kahve fincanı biriktiriyordu.

She collected coffee cups.

O, kahve fincanlarını topladı.

Mary collected coffee cups.

Mary kahve fincanlarını topladı.

We collected coffee cups.

Kahve fincanlarını topladık.

They collected coffee cups.

Kahve fincanlarını topladılar.

We need three cups.

Üç bardağa ihtiyacımız var.

- I had two cups of coffee.
- I took two cups of coffee.

İki fincan kahve içtim.

Lucullo had many golden cups.

Lucullus'un birçok altın kasesi vardı.

These cups are all broken.

Bu bardakların hepsi kırık.

- I've drunk three cups of coffee already.
- I've already drunk three cups of coffee.
- I've already had three cups of coffee.

Şimdiden üç fincan kahve içtim.

Three cups of sulfur-rich vegetables,

üç kap sülfür zengini sebzeler

You've drunk three cups of coffee.

Üç fincan kahve içtin.

I had two cups of coffee.

İki fincan kahve içtim.

She drank three cups of coffee.

- Üç fincan kahve içti.
- O, üç fincan kahve içti.

Are any of these cups clean?

Bu bardaklardan herhangi biri temiz mi?

Volunteers distributed tea in disposable cups.

Gönüllüler tek kullanımlık bardaklarda çay dağıttı.

You collected coffee cups, didn't you?

Kahve fincanlarını topladın, değil mi?

Are these Tom's and Mary's cups?

Bunlar Tom ve Mary'nin fincanları mı?

Tom put the cups on the shelf.

Tom bardakları rafa koydu.

How many plates and cups are there?

Kaç tane tabak ve fincan var?

I prefer paper cups to plastic ones.

Kağıt bardakları plastik olanlara tercih ederim.

A bottle water and two cups, please.

Bir şişe su ve iki bardak, lütfen.

K-cups have a large environmental impact.

K-cuplar büyük bir çevresel etkiye sahiptir.

I also drink two cups of tea.

Ben de iki fincan çay içiyorum.

Please bring us two cups of coffee.

Lütfen bize iki fincan kahve getir.

He's already drunk three cups of coffee.

O zaten üç fincan kahve içti.

I've already drunk three cups of coffee.

- Zaten üç bardak kahve içtim.
- Ben zaten üç fincan kahve içtim.

How many cups are on the table?

Masada kaç fincan var?

And then jumps back to beneath the cups.

ve sonra da fincanların altına geri atlıyorlar.

I replaced the broken cups with new ones.

Kırık fincanları yenileri ile değiştirdim.

How many cups of coffee did you drink?

Kaç fincan kahve içtin?

I drank three cups of coffee this morning.

Bu sabah üç fincan kahve içtim.

I drink five cups of coffee a day.

Bir günde beş fincan kahve içerim.

Tom came in carrying three cups of espresso.

Tom üç bardak espresso taşıyarak içeri geldi.

Have you also got a few clean cups?

Ayrıca birkaç temiz bardağın var mı?

Tom drinks six cups of coffee a day.

Tom günde altı kupa kahve içer.

Tom drinks three cups of coffee a day.

Tom günde üç fincan kahve içer.

Tom has already drunk three cups of coffee.

Tom daha önce üç fincan kahve içti.

I drink three cups of coffee every day.

Her gün üç fincan kahve içerim.

How many cups of tea did you drink?

Kaç bardak çay içtiniz?

- How many cups of tea do you drink per day?
- How many cups of tea do you drink a day?

Bir günde kaç fincan çay içersin?

That diet is this: three cups of green leaves,

Diyet şu: Üç kap yeşil yaprak,

She poured coffee into the cups on the table.

Masadaki fincanlara kahve doldurdu.

Tom placed some cups of tea on the table.

Tom birkaç bardak çayı masaya koydu.

How many cups of coffee did you drink today?

Bugün kaç fincan kahve içtin?

Usually I drink two cups of coffee with lunch.

Genellikle öğle yemeği ile iki fincan kahve içerim.

My mother looked up the history of coffee cups.

Annem kahve fincanlarının tarihine baktı.

- He set the table with cups, saucers, plates and chargers.
- He set the table with cups, saucers, plates and service plates.

O, masayı fincanlarla, çay bardağı tabaklarıyla, tabaklarla ve servis tabaklarıyla donattı.

I always drink two cups of coffee in the morning.

Sabahleyin her zaman iki fincan kahve içerim.

How many cups of coffee do you drink a day?

Günde kaç fincan kahve içersin?

How many cups of coffee a day are too many?

Günde kaç fincan kahve fazla kaçar?

He set the table with cups, saucers, plates and chargers.

O, masayı fincanlarla, çay bardağı tabaklarıyla, tabaklarla ve büyük düz tabaklarla donattı.

How many cups of coffee do you drink every day?

Her gün kaç bardak kahve içersin?

I drink three or four cups of coffee a day.

Günde üç ya da dört fincan kahve içerim.

I always have two cups of coffee in the morning.

Ben sabahleyin her zaman iki fincan kahve içerim.

Tom didn't know how many cups of sugar to add.

Tom kaç bardak şeker ilave edeceğini bilmiyordu.

I drink at least three cups of coffee a day.

Günde en az üç fincan kahve içerim.

I didn't know how many cups of sugar to add.

Kaç bardak şeker katacağımı bilmiyordum.

How many cups of tea do you drink a day?

- Bir günde kaç fincan çay içersin?
- Günde kaç fincan çay içersin?
- Günde kaç fincan çay içersiniz?

I don't like these cups; I prefer those on the table.

Bu fincanları sevmiyorum; masadakileri tercih ederim.

Tom drank three cups of coffee before he left for work.

Tom işe gitmeden önce üç fincan kahve içti.

I feed my dog two cups of dog food every evening.

Köpeğime her akşam iki fincan köpek maması yediririm.

Tom drank a few cups of coffee to keep himself awake.

Tom kendini uyanık tutmak için birkaç fincan kahve içti.

"What would you like?" "I'd like three cups of coffee, please."

"Ne alırsınız?" "Üç fincan kahve istiyorum, lütfen."

When people are not paying attention, put the limes underneath the cups.

İnsanların dikkatini vermediği bir anda limonları fincanların altına koyun.

Please bring us two cups of tea and one cup of coffee.

Lütfen bize iki fincan çay ve bir fincan kahve getirin.

Mix about four cups of white flour with a pinch of salt.

Yaklaşık dört fincan beyaz un ile bir tutam tuzu karıştır.

They never take back their cups at the end of the day.

Onlar günün sonunda asla fincanlarını geri almazlar.

Two of the coffee cups were found to be damaged on arrival.

Kahve fincanlarından ikisinin varışta hasarlı olduğu keşfedildi.

Tom always drinks at least three cups of coffee in the morning.

Tom her zaman sabahleyin en az üç fincan kahve içer.

- Tom told me that he drinks at least three cups of coffee a day.
- Tom told me he drinks at least three cups of coffee a day.

Tom bana günde en az üç fincan kahve içtiğini söyledi.

But just take a look at those cups, I will set some context.

Siz fincanlara bakın, ben içeriği netleştireyim.

Please can we have two cups of tea and one cup of coffee.

Lütfen iki bardak çay ve bir fincan kahve alabilir miyiz?

Tom picked up the pot of coffee and refilled his and Mary's cups.

Tom kahve demliğini aldı ve kendisinin ve Mary'nin kupalarını yeniden doldurdu.

So as to keep himself awake, Tom drunk a few cups of coffee.

Tom, kendini uyanık tutmak için birkaç fincan kahve içti.

"Tom drank three cups of coffee after dinner." "No wonder he couldn't sleep."

"Tom akşam yemeğinden sonra üç fincan kahve içti." "Uyuyamamasına şaşmamalı."

Tom drinks several cups of coffee every morning before he goes to work.

Tom işe gitmeden önceki her sabah birkaç fincan kahve içer.

If you were to Google how to do the 'cups and balls and lime trick,'

"Fincan, top ve limon numarası"nı nasıl yapacağınızı Google'da arasaydınız

For the party I bought a dozen wine glasses and two dozen cups for juice.

Parti için bir düzine şarap kadehi ve meyve suyu için iki düzine bardak aldım.

It's no wonder Tom's sleeping poorly; he drinks up to twelve cups of coffee a day.

Tom'un yetersiz uyuması şaşılacak bir şey değil; o, günde on iki fincana kadar kahve içer.

Bring us two egg sandwiches, two cups of coffee and two pieces of apple pie, please.

Bize iki yumurtalı sandviç, iki fincan kahve ve iki parça elmalı turta getirin lütfen.

Do you drink coffee? If so, how many cups of coffee do you drink every day?

Kahve içer misin? Eğer öyleyse, her gün kaç fincan kahve içiyorsunuz?

The reason Mary has to go to the bathroom so often is that she drinks ten cups of tea a day.

Mary'nin çok sık tuvalete gitmek zorunda olmasının nedeni onun günde on bardak çay içmesidir.