Translation of "Citizens" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Citizens" in a sentence and their turkish translations:

citizens” El Día.)

vatandaşlar ”El Día.)

And us, the citizens?

Peki biz vatandaş olarak ne yapalım?

Rewarding and restricting citizens,

vatandaşlarını ödüllendirecek ve cezalandıracak

They are Argentine citizens.

Arjantin vatandaşılar.

Are you US citizens?

ABD vatandaşı mısınız?

Because, there are not citizens. Citizens do not bring to account.

Çünkü vatandaş yok. Vatandaş hesap sormuyor.

Troublemakers rarely become model citizens.

Başbelaları nadiren model vatandaşlar olurlar.

They became citizens of Japan.

Japon vatandaşı oldular.

You must respect senior citizens.

Yaşlı vatandaşlara saygı göstermelisin.

Many citizens joined the army.

Birçok vatandaş orduya katıldı.

Jamaican people were British citizens.

Jamaikalılar İngiliz vatandaşıydılar.

We want to become citizens.

Vatandaş olmak istiyoruz.

They want to become citizens.

Onlar vatandaş olmak istiyor.

Puerto Ricans are American citizens.

Porto Rikolular Amerikan vatandaşlarıdır.

They are not Argentine citizens.

Arjantin vatandaşı değiller.

Did you know that all Niuean citizens are also citizens of New Zealand?

Tüm Niuean vatandaşlarının Yeni Zelanda vatandaşları da olduğunu biliyor muydunuz?

Not all Russians are Russian citizens and not all citizens of Russia are Russians.

Her Rus, Rusya vatandaşı olmadığı gibi, her Rusya vatandaşı da Rus değildir.

Many citizens enlisted in the army.

Birçok vatandaş orduya yazıldı.

We're all citizens of the world.

Hepimiz dünya vatandaşıyız.

All citizens should respect the law.

Tüm vatandaşlar hukuka saygılı olmalı.

It's free for European Union citizens.

Avrupa Birliği vatandaşları için ücretsizdir.

The citizens uprose against the dictatorship.

Vatandaşlar diktatörlüğe karşı ayaklandı.

What concerns the citizens of today?

Bugünün vatandaşlarını ilgilendiren şey nedir?

Millions of fellow citizens were either displaced

Milyonlarca vatandaş ya yerinden edilmişti

They became citizens after receiving political asylum.

Onlar siyasi sığınma aldıktan sonra vatandaş oldu.

You want to become citizens, don't you?

Vatandaş olmak istiyorsunuz, değil mi?

American senior citizens are comparatively well-off.

Amerikalı yaşlı vatandaşların nispeten hali vakti yerinde.

The bank was run by private citizens.

Banka özel vatandaşlar tarafından çalıştırıldı.

Had seven percent of their citizens in poverty

vatandaşların %7'si yoksulluk mağduruydu,

In a democracy, all citizens have equal rights.

Bir demokraside bütün vatandaşların eşit hakları vardır.

Most Swiss citizens speak two or three languages.

Çoğu İsviçre vatandaşı iki ya da üç dil konuşur.

Citizens were beginning to lose faith in our promise.

Vatandaşlar sözümüze olan inançlarını yitirmeye başlıyorlardı.

It ended with the silence of 41 million citizens.

41 milyon vatandaşın susmasıyla son buldu.

Both citizens and companies have the right to vote.

hem şehirler hem de şirketler oy verme hakkına sahip.

Of course, many senior citizens are happy with retirement.

Tabii, birçok emektar vatandaş emeklilikten memnundur.

The prosperity of a country depends upon its citizens.

Bir ülkenin refahı vatandaşlarına bağlı.

We are free citizens with the right of vote.

Biz oy hakkına sahip özgür vatandaşlarız.

A great number of citizens went into the army.

Çok sayıda vatandaş orduya katıldı.

Citizens are debating about health care at City Hall.

Vatandaşlar belediye binasında sağlık hizmetleri konusunu tartışıyorlar.

The new law has deprived the citizens of their liberty.

Yeni yasa vatandaşları özgürlüklerinden mahrum etti.

It's legal for citizens to carry guns in many states.

Birçok ülkede vatandaşların silah taşıması yasaldır.

The militia was formed to defend citizens in an emergency.

Milis, acil bir durumda vatandaşları savunmak için kuruldu.

- It's popular among senior citizens.
- It's popular among the elderly.

Bu, yaşlılar arasında popülerdir.

Bring them to account. Citizens bring them to account, servants obey.

Hesap sorun. Vatandaş hesap sorar, kul itaat eder.

Puerto Ricans are U.S. citizens but cannot vote in federal elections.

Porto Rikolular ABD vatandaşıdırlar ama federal seçimlerde oy kullanamazlar.

In 1953, both Chandra and his wife Lalitha became American citizens.

1953'te hem Chandra hem de karısı Lalitha Amerikan vatandaşları oldular.

The senior citizens' spirits were high in spite of the bad weather.

Yaşlıların ruhları kötü havaya rağmen yüksekti.

All the citizens of the city have access to the city library.

Şehrin tüm vatandaşları şehir kütüphanesine erişebilir.

The prosperity of a country depends more or less on its citizens.

Bir ülkenin refahı az çok vatandaşına bağlıdır.

Tickets are $5 for adults, and $2 for senior citizens and children.

Biletler yetişkinler için 5 dolar ve yaşlılarla çocuklar için 2 dolardır.

Bring your help to the citizens, and to their wives and children.

Yardımlarınızı vatandaşlara, eşlerine ve çocuklarına getirin.

And I think that's an important lesson for us as citizens and architects.

Şehirde yaşan insanlar ve mimarlar olarak bu bizim için çok önemli bir ders.

Yet it is massive and has vastly improved the lives of its citizens.

çok büyük ve vatandaşların hayatlarını muazzam şekilde geliştiriyor.

- All of them except one have citizenship.
- They're all citizens except for one.

Biri hariç onların hepsi vatandaş.

- Is it true that illegal immigrants are taking jobs away from citizens who want them?
- Is it true illegal immigrants are taking jobs away from citizens who want them?

Yasadışı göçmenlerin onları isteyen vatandaşlardan iş aldığı doğru mu?

He felt that threatening such a prominent area, inhabited by Roman citizens, would either

Roma yurttaşlarının ikamet ettiği böyle öne çıkan bir bölgeyi tehdit etmenin...

Especially the oldest Chinese citizens, they work and save, that is all they do.

Özellikle yaşlı Çin vatandaşları için geçerli, tek yaptıkları çalışmak ve biriktirmek.

An associated state whose citizens have American citizenship but, unless they move to another

Amerika Birleşik Devletleri vatandaşılardır ancak başka bir yere taşınmadıkları sürece

Transparency promotes accountability and provides information for citizens about what their Government is doing.

Şeffaflık sorumluluğu destekler ve vatandaşlar için hükümetlerinin ne yaptığı hakkında bilgi sağlar.

Unfortunately, many Russian citizens have an inadequate conception of what is happening in Kyiv.

Ne yazık ki, birçok Rus vatandaşı Kiev'de olanlar hakkında yetersiz görüş sahibidir.

Are going to be used for their citizens, and not to be used for war.

bunun gerçekleşmiceğini biliyoruz.

What did South Korea do? South Korea first called all its citizens to his home.

Güney Kore ne yaptı? Güney Kore tüm vatandaşlarını evine çağırdı ilk önce.

State to its citizens, not to mention its transformation into an important global financial center

hatta önemli bir küresel finans merkezine dönüşmesinden bahsetmiyorum

Work began under the leadership of the country and citizens and reflected quickly on the

tüm yaşamının ülke yapısına ve çalışmalarının temellerine hızla yansıyan

Country structure of the entire life of the citizens and the foundations of their work so

yıllarca çalışıldı, öyleyse tarihe biraz geri dönelim, bin dokuz yüze

A safety net for their citizens and subsidize the companies. But, on the other hand, those

güvenlik ağı sağlardı ve şirketleri sübvanse ederdi. Ama aynı zamanda,

Citizens have got used to a high level of subsidies and allowances, and not having to

Vatandaşlar her türlü yüksek sübvansiyona ve ödeneklere alıştı ve

Citizens have also got used to having nearly the “right” to a well-paid job in the

Vatandaşlar ayrıca neredeyse bir ''hak'' gibi görülen devlet memurluğunda iyi maaşlı işlere alıştı.

The idea is that, when you have a special economic zone, both the citizens and the political

Fikir şu ki, özel ekonomik bölge oluşturduğunuzda, hem vatandaşlar hem de siyasi elit

A country cannot truly be considered free if it does not allow its citizens to own firearms.

Bir ülke, vatandaşlarının ateşli silahlara sahip olmasına izin vermezse gerçekten özgür olarak kabul edilemez.

The 26th of September is the European Day of Languages. The Council of Europe wants to draw attention to the multilingual heritage of Europe, to foster the evolution of multilingualism in society and to encourage citizens to learn languages​​. Tatoeba, as an easy-to-use learning tool and an active community, promotes the study and appreciation of languages in a very practical way.

Eylül ayının 26'sı Avrupa Diller Günü'dür. Avrupa Konseyi, Avrupa'nın çokdilli mirasına dikkat çekip, çokdilliliğin toplum içinde gelişimini teşvik ederek vatandaşları farklı dilleri öğrenmesi için yüreklendirmek istiyor. Tatoeba, kullanımı kolay bir öğrenme aracı olarak etkin bir katılımla bu dilleri öğrenme ve bundan zevk alma olanağı sağlıyor.